Sayfalar

11 Ağustos 2010 Çarşamba

ORUÇ


يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا كُتِبَ عَلَيْكُمُ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذِينَ مِنْ قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ


Manası: ey iman edenler! Sizden önceki ümmetlere farz kılındığı gibi size de oruç farz kılındı. Umulur ki Allah’tan korkup günahlardan sakınırsınız. (bakara 183)

Cabir bin Abdullah’ın rivayet ettiği bir hadisi şerifte:
“ümmetime Cenab-ı Hakk 5 şey ihsan etti ki bunu benden önce hiçbir peygambere vermemiştir.
1-     Ramazan-ı şerifin ilk gecesi olunca Allah ümmetime rahmeti ile nazar eder. Cenab-ı Hakk kime rahmet nazarı ile bakarsa ebedi ona azap etmez.
2-      Oruçtan dolayı akşamüzeri ağızlarının kokusu indi ilahi de miski amberden daha güzeldir.
3-      Melekler her gün ve gecede onlar için istiğfar ederler.
4-     Allah Teala cennetine emredip ‘kullarım için hazırlanıp süslen, onların dünya meşakkatlerinden kurtulup benim yurduma ve ihsanıma istirahat için gelmeleri yaklaştı’ buyurur.
5-     Gecenin sonu olunca oruç tutanların hepsini bağışlar, mağfiret eder.” Eshabtan biri sordu; ‘o gece kadir gecesi midir?’ yani Cenab-ı Hakk kadir gecesi olduğu için mi oruç tutanları bağışlar. Efendimiz (sav) “hayır çalışanları görmüyor musun, onlar çalışıp işlerini bitirince kendilerine ücretleri tam olarak verilir.” Buyurdu. (tergib c2 sf 425 beyhakiden)

Oruç kitaplarda şöyle tarif edilmektedir:
Allah’ın emrini yerine getirmek niyetiyle tan yerinin ağarmasından (imsak) itibaren güneşin batmasına kadar kendini yemekten içmekten ve nefsani arzulara uymaktan muhafaza etmektir.

Oruç, Müslüman, akıllı ve baliğ olan herkese farzdır. Orucun farzları üçtür.
1-     Niyet etmektir,
2-      Niyetin ilk ve son vaktini bilmek, niyet: bir önceki akşamdan başlayabilir. Niyetin son vakti ise imsak kesilmesinden itibaren orucu bozan hiç bir şey yapmamak şartıyla en son kaba kuşluğa kadar yani öğleden 45 dakika öncesine kadardır. (adak, nezir olan ve kefaret oruçlarında son vakit güneş doğmadan öncesine kadardır.)
3-     Tan yeri ağarmaktan itibaren (imsaktan) güneş batıncaya kadar yemek içemk ve cinsi münasebetten uzak durmaktır. Orucu bozan ve bozmayan haller, ilmihal kitaplarında bütün teferruatıyla anlatılmıştır. Bizde burada orucun fazileti, hikmeti ve dikkat edilmesi icap eden hususlar üzerinde durmak istiyoruz.

İslam’ın 5 şartından bir olan oruç ibadetinin diğer ibadetlerden ayrı halleri, ayrı güzellikleri ve faziletleri vardır. Namaz ve sair ibadetlerden gaflet eden birçok Müslüman’ın: ramazan- şerif gelince içlerindeki imanları coşmakla bir ay ile sınırlı olan bu ibadeti yerine getirerek kazandırdığı manevi kazançlarla belki de daire-i İslam da kalabilmektedirler.  İmanın bir alameti namaz olduğu gibi bir alameti de oruçtur.

Peygamber efendimiz: “oruç bir kalkandır, kul onunla cehennem ateşinden kurtulur.” Buyurmuşlardır. (tergip c2 sf 410)

Oruç hicretin ikinci yılında farz kılınmıştır.Ondan evvel peygamber efendimiz her aydan 3 gün bir de aşure günü olmak üzere senede 37 gün oruç tutarlar idi. Ve yine en kolay oruçta bu ümmete farz kılınmıştır. Çünki daha önceki ümmetlerde sahur yoktu ve iftar belli bir vakit idi. Eğer uyuyakalsa yahut iftar vaktini kaçırsa ertesi günün orucunu o halde tutar tekrar bir şey yiyemezlerdi. halbuki biz akşam ezanından itibaren imsak kesilene kadar uyusak yahut uyumasakta istediğimiz kadar yiyebiliyoruz.

Yine peygamber efendimiz başka bir hadis-i şerifinde:
 “Kim inanarak ve sevabını Allah’tan umarak ramazan-ı şerif orucunu layıkıyla tutarsa geçmiş günahları af olunur.” Buyurmuşlardır. (tergıp 2/410)

Peygamber efendimiz Âişe validemize “devamlı cennetin kapısını çal” buyurunca hz Âişe “ne ile çalayım ya Rasülullah?” diye soruyor. Peygamber efendimiz “oruçla” diye cevap veriyorlar.

Oruç ibadetinin fazileti saymakla bitmez. Nefsi emmare açlık ve susuzlukla terbiye olunca kişide ruhani cihet ağır basar. Oruç gizli bir ibadettir. Herkes kendi dikkati sabrı ve ihlası derecesinde oruçtan mükafatlanır. Bu bakımdan Cenab-ı Hakk oruç ibadetine belli bir sevap takdir etmemiş ve “onun mükâfatını ancak ben veririm” buyurarak adeta açık bir senet vermektedir.

Orucun hem maddi hem de manevi faideleri vardır:
  1. yani maddi faidesi vücudun sağlamlaşmasıdır ki; peygamber efendimiz bir hadis-i şerifinde “oruç tutunuz ki sıhhat bulasınız.” Buyurmuştur.
Peki vücut nasıl oruçla sıhhat bulur: bakın bunu birkaç misal ile izah edelim:
Mesela bir ağaç düşünün ki mevsimi geldiği zaman ehil kimseler tarafından budanır. Peki bu budama işi ağacın iyiliği için midir yoksa kötülüğü için mi? Elbette ki iyiliği içindir. Nasıl ki bir ağacın çoğalması için budanmaya ihtiyacı varsa, insanın da çalışması meyvesinin çoğalması için açlık ve susuzluk ile budanmaya ihtiyacı vardır.
Yine mesela: bir makine düşünün. Bunlar devamlı çalıştığı takdirde tahammül gücü az olur. İstenilen netice alınmaz. Bir müddet dinlendirilir, temizlenirse daha kuvvetli daha mükemmel çalışır. Öyle ise; bir makinenin, bir vasıtanın devamlı çalıştığı takdirde mukavemeti azalıyorsa, hz. Mevla’nın biz insanlar içine koyduğu mide makinasının da dinlenmeye ihtiyacı vardır. İşte Cenab-ı Hakk bir ay dinlenmeye davet ediyor ki, sıhhatimizin devamı ve kendisine daha iyi kulluk yapıp daha çok ibadet etmemiz için…

  1. yani manevi faidesi ise; nefsi kırmak şerrinden korunmak içindir. İftarda çok yememek lazımdır. Çünki biz orucu şeytanı mağlub etmek onu kahretmek için tutuyoruz. Eğer her istediğimizi yersek onun arzusu yerine gelmiş olur ki çekilen meşakkatin bir kıymeti kalmaz.

Cenab-ı Hakk, aklı halk etti ve ona:
-ben kimim? Buyurdu.
Akıl:
-         Halikımsın, ben ise aciz mahlûkum. Dedi
Hakk Teala
-         senden aziz şey yaratmadım, buyurdu.
nefsi yarattı ve ona;
-         ben kimim?  Buyurdu.
nefis:
-         ben benim sen sensin, deyip asi oldu.
Allah Teala onu yüz sene ateşte yaktı. Yine sual etti. Nefis yine aynı şeyi söyledi. Yüz sene soğukta bıraktı. Tekrar sual etti, nefis yine aynı şeyi söyledi. Yüz sene aç bıraktı, nefis ıslah olup Vahdaniyeti İlahiyi tasdik etti. Allah Teâlâ’da nefsin ıslahı için orucu farz kıldı.
Orucun farziyyetine bir sebepte, nefsin terbiyesiyle takvaya ulaşıp, melekiyyet sıfatıyla kemal bulmaktır. (abdüllatif 118)


Duanın kabul olunduğu üç vakit vardır:
1-     seher vakitleri  2- Cuma gününde gizli olan eşref vakti  3- iftar vaktidir.
Musa as turi sina’da Cenab-ı Hakk’a iltica edip
-         ya Rabbi! Bana kelimim buyurdun. Kelamını işittirdin. Benden daha üstün nimet ve devlete mazhar kıldığın bir kulun var mı? Deyince Cenab-ı Hakk
-         ya Musa! Seninle kelam ederken aramızda 70 bin perde var. Ahir zaman nebisi  habibim Muhammed Mustafa’nın ümmetleri ramazan-ı şerif orucu tutacaklar. İftar vakti olunca önlerinde nimetler hazır olduğu halde ben emir vermediğim (ezan okunmadığı) için onlara dokunmayacaklar. İşte o anda onlar ile aramda ki bu 70 bin perdeyi kaldıracağım yalnız üç tane bırakacağım. Onları da kladırırdım ya Musa! Ancak kullarım nuruma dayanamazlar diye kaldırmıyorum. İşte o esnada benden her ne isterlerse kabul edeceğim.

Cenba-ı Hakk ramazanı şerif ayında bire on mükafat ihsan eder. Yani her bir gün orucumuza on gün oruç sevabı bahşeder. Bu da toplamda 300 gün yapar. Eğer alettevali şevval ayından da 6 dün tutarsa 360 gün yapar 5 günde oruç tutmak haram olduğu için senenin tamamını oruclu gecirmiş mükafatı alır. 5 günde oruç tutmak haramdır. Ramazan bayramının 1, kurban bayramının 1-2-3-4. günleri oruç tutmak şeran haramdır. Böylelikle 360 gün oruç sevabı alır ve senenin tamamında oruç tutmuş gibi olur.

Oruç tutmayan kişiye Cenab-ı Hakk ahirette:
-         ey kulum! Seni yoktan var eden benim. Seni sağlam bir insan yarattım. Akıl baliğ olunca namazı orucu farz kıldım. Bunu peygamberlerle bildirdim. Kitaplar gönderdim, dedim ki; ey kulum ölünceye kadar rızık verdim seni besledim.11 ay ye iç, 12. ay gece sahur vaktinde kalk yine ye ama gündüzleri benim hatrım için yeme dedim. Sen benim bunca nimetlerime karşılık emrime uymayıp asi oldun. Gitmiş olduğun bir doktor, bir hastalığından dolayı, şeker ekmek yeme dedi. Sen onu senelerce dinledin, yemedin, benim senin indinde bir doktor kulum kadar değerim yok mu? Derse ne cevap vereceğiz.

Faziletinde sınır olmayan bu mübarek ibadeti en güzel şekilde yapabilmek için dikkat edilecek bazı hususlar vardır.
1-     Niyet. Orucu perhizden ayıran birinci husus onun ibadet kastıyla yapılmış olmasıdır. İbadetin karşılığı ise ancak hz. Allah’tan beklenir.
2-     Nefsini muhafaza etmektir. Oruç tutmaktan maksat nefse hâkimiyeti temin ve iyi ahlak, takva sahibi olmaktır. Oruçlu olan kimse için Rasülullah efendimiz:
biriniz oruçlu olarak sabahladığı zaman boş ve fuhşa (kötülüğe) ait söz konuşmasın. Cahilce bir harekette bulunmasın. Eğer bir kimse onunla sövüşmeye dövüşmeye kalkarsa ‘ben oruçluyum’ desin” buyuruyor. Oruçlu olan kimse ne lisanı ile (sövüşmek), ne de bedeni ile (dövüşmek gibi) hayrın gayrısında hiçbir şey ile meşgul olmamaya gayret göstermelidir.
3-     Sahur yemeği yemek. Sahur yemeği sünnettir. Peygamber efendimiz sahur hakkında:
sahur yemeği yiyiniz, çünki onda bereket vardır.” Buyurmuşlardır. Bir bardak su ile dahi olsa sahur etmek lazımdır. Çünki kişi sahur niyeti ile yatağında uyanıp sağından soluna döndüğü vakit yattığı yatak ona “ey kişi hz Allah seni cennet yatakları ile mükâfatlandırsın” diye dua eder. Kalkıp ayağına terliğini üzerine yeleğini giydiği vakit terlikler “ey kişi hz Allah sana cennet terlikleri giydirsin” yeleği “hz Allah seni cennet hulleleri ile giydirsin” diyerek dua ederler. Yüzünü yıkayıp abdest aldıgı zaman dökülen sular “hz Allah sana cennet suları ile yıkanmayı nasip etsin” sahur yemeği hazırladığı zaman o yiyecekler “hz Allah sana cennet yiyecekleri nasip etsin” ve iki rekât namaz kıldığı zaman içinde bulunduğu ev “ey kişi hz Allah sana cennet köşkleri nasip etsin” diye dua eder. Bunlar hadisi şerif ile de sabittir.
4-     İftarda acele etmek. Bu hususta peygamber efendimiz:
iftarda acele ediniz. İnsanlar iftarda acele ettikleri müddetce hayırda daim olurlar.” Buyurmuştur. (buhari 2/242)



1 yorum:

Merhaba, hayirli ramazanlar.

Bu yazinizi Alintilar blogu" olan www.birsonsuzlukhikayesi.blogspot.com" da yer vermis bulunmaktayim.Katkinizdan dolayi tesekkür ediyorum.Eger sorun teskil edecek kaldiririm.

Acaba bana bu rumuzilkyaz@gmail.com`dan ulasabilir misiniz size sormak istedigim bir konu var..

selam ve saygilar

Yorum Gönder