Sayfalar

4 Temmuz 2012 Çarşamba

Beraat Kandili 3


BERAAT KANDİLİ
حم ﴿1 وَالْكِتَابِ الْمُبِينِ ﴿2 إِنَّا أَنْزَلْنَاهُ فِي لَيْلَةٍ مُبَارَكَةٍ ۚ إِنَّا كُنَّا مُنْذِرِينَ ﴿3 فِيهَا يُفْرَقُ كُلُّ أَمْرٍ حَكِيمٍ
Meali:
1. Hâ, mîm.
2,3. O apaçık Kitab'a andolsun ki biz onu gerçekten mübarek bir gecede indirdik. Çünkü biz onunla insanları uyarmaktayız.
4. O gecede her hikmetli iş tarafımızdan bir emirle ayrılır. (duhan 1-2-3-4 Elmalılı hamdi yazır meali)
Cenab-ı hakkın ayeti kerimede işaret buyurduğu “mübarek gece” beraat gecesidir. Bu geceye beraat gecesi denilmesinin sebebi ise;
Hz. Allah, o gece, gerçeğe düşman gözü ile bakanlara, bahtiyar olmayanlara cennetten uzaklaşma fermanı yazar.
Bu hususta berae suresinde yani tevbe suresinde buyuruluyor ki;
بَرَاءَةٌ مِنَ اللَّهِ وَرَسُولِهِ إِلَى الَّذِينَ عَاهَدْتُمْ مِنَ الْمُشْرِكِينَ ﴿1
1.    Allah'dan ve Resulü'nden bir ültimatomdur (kesin bir uyarıdır, reddi gayrı kabil) bu, kendileriyle antlaşma yaptığınız müşriklere: (tevbe 1)
Yine o gece, tertemiz, içi dışı saf kullara da, cehennemden kurtulduklarına dair bir beraat fermanı verilir.
 Bu mübarek gecede; gelecek seneye kadar yerdekilerin işleri yüce huzura yükselir.

Yine o mübarek gecede rızıklar da sahiplerine dağıtılır. Nitekim bu manada okumuş olduğumuz duhan suresinin 4. Ayeti kerimesinde buyuruluyor ki;
“O gecede hikmete dayalı her iş, ayırt edilir.” ( dürretül vaizin 2/971)
Demek ki bu gece de yani beraat gecesinde, hayır ve şer, iyi ve kötü başımıza gelecek hadiseler yazılıp kararlaştırılıyor. Bu gece uyanık olanlar için kurtuluş ve ferahlık yazılırken, bu geceden yüz çeviren, hatta hiç hatırlamayanlara da azap ve darlık yazılarak, bir senelik kaderi tayin edilmiş oluyor. Kadir gecesi geldiği vakitte de o kader tesbit edilecek yani sabitlenecek mühürlenecek. Öyle ise bu gecenin kadrini kıymetini iyi anlamak ve idrak etmek lazımdır.
Cenab-ı hakka ayeti kerimesinde bu geceyi mübarek bir gece olarak anmıştır. Bu geceye mübarek gece denilmesinde ki sebep ise;
1, dini ve dünyevi bir çok faydalar için kendisine tabi olunması istenilen Kur’an-ı Kerim bu gece levh-i mahfuzdan dünya semasına inmiştir. Kadir gecesinde ise dünya semasından ayet ayet sure sure peygamber efendimizi inzal olunmaya başlanmıştır.
2, bu gece melekler ve rahmet iner dualar kabul edilir. (tefciruttesnim 2/906)
Ebu Nasr b. Saad şöyle rivayet ediyor;
Rasulullah efendimiz buyuruyorlar ki;
-       Şaban ayının on üçüncü gecesi olduğu zaman, Cebrail as bana geldi; şöyle dedi; 
-       Ya Muhammed kalk, teheccüd namasını kılma vakti  geldi. Ümmetin hakkında dileğin neyse iste.
onun bu dileğini yaptım.
Aynı gece, tan yeri ağarırken yine geldi; şöyle dedi:
-       Ya Muhammed! Yüce Allah ümmetinin üçte birini sana bağışladı.
rasulullah efendimiz bunun üzerine ağlamış ve şöyle sormuştur;
-       Ey Cebrail! Kalan üçte ikisini de bana anlat, ne olacaklar?
Cebrail şöyle anlatır:
-       Onların ne olacağını bilemiyorum.
Cebrail, ertesi gece gelip şöyle demiştir:
-       Ya Muhammed, kalk teheccüd namazı kıl.
Rasulullah efendimiz kalkar, teheccüd namazını kılar.
Aynı gece, tan yeri ağarırken, Cebrail gelir, şu müjdeli haberi verir:
-       Ya Muhammed, yüce Allah ümmetinin üçte ikisini sana bağışladı.
Rasulullah efendimiz bunun üzerine ağlar ve sorar;
-       Ey Cebrail, kalan üçte biri ne olacak?
Şaban ayının on beşinci gecesi olan beraat gecesi olduğu zaman, Cebrail yine rasulullah efendimize gelir, şu sevindirici haberi getirir;
-       Ya Muhammed, seni müjdelerim. Yüce Allah ümmetinden Allah’a şirk koşmayanların tamamını sana bağışladı.
Daha sonra Cebrail şöyle der;
-       Ya Muhammed, başını semaya kaldır, neler göreceksin, bak..
Rasulullah efendimiz, bakar, görür ki; semaların kapıları açılmış. Melekler de dünya semasından arşa kadar secdeye varmışlar, Muhammed ümmeti için istiğfar edip bağışlanmalarını diliyorlar.
Her semanın kapısında bir melek var.
BİRİNCİ SEMA kapısında ki melek şöyle sesleniyor;
-       Bu gece rüku edenlere ne mutlu!
İKİNCİ SEMA kapısında ki melek şöyle sesleniyor;
-       Bu gece secde edenlere ne mutlu!
ÜÇÜNCÜ SEMA kapısında ki melek şöyle sesleniyor;
-       Bu gece Allah’ı zikredenlere ne mutlu!
DÖRDÜNCÜ SEMA kapısında ki melek şöyle sesleniyor;
-       Bu gece, rabbına dua edenlere ne mutlu!
BEŞİNCİ SEMA kapısında ki melek şöyle sesleniyor;
-       Bu gece Allah korkusundan ağlayanlara ne mutlu!
ALTINCI SEMA kapısında ki melek şöyle sesleniyor;
-       Bu gece hayır iş yapanlara ne mutlu!
YEDİNCİ SEMA kapısında ki melek şöyle sesleniyor;
-       Bu gece Kur’an okuyanlara ne mutlu!
Daha sonra bu melek şöyle seslenir;
-       Bir şey dileyen yok mu ki, kendisine dileği verilsin. Dua eden yok mu ki, duası makbul olsun. Tevbe eden yok mu ki, tevbesi kabul edilsin. Bağışlanmasını isteyen yok mu ki, bağışlansın. (dürretül vaizin 2/971-972-973)
Bu gecenin 4 ismi vardır:
1.    Leyle-i Mübareke: (Mübarek gece)
Bu gece ibadet edenlerin elde edeceği hayır ve bereket çok olduğu içindir.
2.    Leyle-i Rahmet: (Rahmet gecesi)
Rahmet kapıları bu gece fecrin doğusuna kadar açıktır.
3.    Leyletü’l Berat (Berat gecesi)
4.    Leyletü’s Sakk (Vesika gecesi)
Son iki ismin verilmesinin sebebi: tahsildarlar haraç ehlinden haracı aldıkları zaman onlara bir berat, vesika (makbuz) verdikleri gibi, Allah Teâlâ da mümin kullarına cehennemden berat ve vesika yazar. (tefciruttesnim 2/907-908)
Ömer bin Abdülaziz şaban ayının yarı gecesinde yani beraat gecesinde namaz kılınca başını kaldırdığında nuru semaya ulaşmış yeşil bir kağıt gördü. Kağıtta şöyle yazılı idi:
-       Bu, Melik-i Aziz’den kulu Ömer bin Abdülaziz’e cehennemden berattır.”
Bu gece saidler için gadab-ı ilahiden berat olduğu gibi şakiler için de rahmeti ilahiden berat vardır.
Saidler; kendileri için cennet yazılmış (hakk olmuş) kimselerdir.
Şakii ise kendisi üzerine azab kelimesi hakk olandır. (tefciruttesnim 2/924)
Her hikmetli iş bu gece de ayırt edilir, tanzim edilir ve vazifeli meleklere ibraz edilir.
Erzak nüshası Mikail as’a, harpler, zelzeleler, yere batma, ay tutulma, yıldırım vb. hadiseler nüshası Cebrail as’a, ameller nüshası büyük bir melek olan ve semanın sahibi buluna İsmail as’a (melek ismi), musibetler ve ruhların kabz nüshası da ölüm meleğiz Azrail as’a verilir.
Bu gece hükmedilen işler levhi mahfuzdan çıkarılmaya başlanır, kadir gecesinde bitirilir. (tefciruttesnim 2/908)
Öyle ise bu gece gücümüz yettiğince, elimizden geldiğince secdelerle, rükularla süsleyip gecenin karanlığını ibadet nuru ile aydınlatarak, imkanı olan fecir doğana yani sabah nazına varana kadar, gücü yetmeyen dayanabildiği en geç saate kadar ibadetle, dua ve yakarışlarla ihya etmek lazımdır.
Zira bizler aciz, zelil günahkar kullarız. İbadetlerimiz kusurlu, oruçlarımız eksik, sözlerimize yalan, huşumuza riya karışmış. Meşgalemiz dünya olmuş ahireti unutmuşken, böyle mübarek gecelerde, böyle kıymetli vakitlerde Cenab-ı hakk’a bolca niyaz etmek lazımdır.
Halbuki, alemler yüzü suyu hürmetine yaratılan, Cenab-ı hakk’ın habibim dediği, günahtan ari ve temiz olan fahri alem efendimiz bile bu geceye çok ehemiyet vermişlerdir.
Hz. Aişe validemiz şöyle anlatıyor;
“şaban ayının yarı gecesi benim nöbet gecem idi. Rasulullah benim yanımda gecelemişti. Gece yarısı olunca kendisini yanımda bulamadım. Kadınları kaplayan gayret beni de kapladı. Örtümü büründüm. Ama, vallahi örtüm ipekten, ibrişimden, pamuktan, ketenden değildi. Kendisine;
-       Peki neden idi? Denildi. Şöyle dedi;
-       Atkısı kıldan, çözgücü de deve tüyünden idi. Onu diğer hanımların odalarında aradım, bulamadım. Odama dönerken  yere düşen bir elbise misali secde ettiğini gördüm. Secdesinde şöyle diyordu;
-       Bedenim sana secde etti, kalbim sana inandı. Şu elim ile nefsime günah irtikap etmedim. Ey büyük Rabbim! Her büyükten umulur, günahları af eyle.
sonra başını kaldırdı şöyle dedi;
-       Allah’ım gazabından rızana sığınırım. Azabından afvına sığınırım. Ben seni hakkıyla sena edemem. Sen kendi zatını sena ettiğin gibisin.
sonra oradan ayrıldı ve odama döndü. Ben hızlı hızlı nefes alıyordum.
-       Ne bu nefes ey Hümeyra! Buyurdu. Kendisine durumu anlattım. Elini dizlerime koydu ve şöyle dedi;
-       Ya Hümeyra! Bu gece hangi gecedir bilir misin? Bu gece şaban ayının yarı gecesidir. Hz. Allah için bu gece beni kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri adedince azatlı vardır. Dedim ki;
-       Ey Allah’ın nebisi, niçin beni kelb kabilesinin koyunları? Buyurdu ki;
-       Arap’ta bunlardan daha çok koyunu olan yoktur. Yalnız altı kişiyi söylemiyorum (onlar af edilmezler). Devamlı içki içen, ana babasına asi olan, riba ve zinaya devam eden, resim yapan, nemmam (koğucu) (tefciruttesnim 2/905-906)
Haz aişe validemiz bu ve bunun gibi daha pek çok kez peygamber efendimizin şaban ayının 15i olduğu zaman gece boyu dua ve ibadetle meşgul olduğunu haber vermiştir. (bkz; dürretül vaizin 2/973-974)
Rasulullah efendimiz buyuruyor ki;
“iki bayram gecesini, şaban ayının ortasında ki 15. Geceyi kim ibadetle canlandırırsa; kalplerin öldüğü gün onun kalbi ölmez.” (dürretül vaizin 2/916)
İsa as bir seyahate çıkmıştı. Yüksek bir dağ görüp onun üzerine çıktı. Dağın tepesinde koca bir taş gördü ki; sütten daha beyazdı. Onun çevresinde döndü, güzelliğine hayran kaldı.
Hz. Allah İsa as’a şöyle vahyetti;
-       Ya İsa! Bu gördüğünden daha çok seni şaşırtan bir şeyi sana açıklıyayım mı? İsa as
-       Evet, açıkla ya Rabbi!
Der demez, o kaya parçası ikiye ayrıldı; içinden yaşlı bir adam çıktı. Durumu şöyle idi; üzerinde kıldan örülme bir zırh, önünde ucu demirli bir baston, elinde taze üzüm, kendisi de ayakta namazda.
İsa as onun bu durumuna şaşırdı şöyle sordu;
-       Ey şeyh benim bu gördüğüm nedir? Şeyh şöyle anlattı;
-       Bunlar, benim günlük rızkımdır. İsa as tekrar sodu;
-       Kaç senedir bu taşın içinde ibadet etmektesin? Şeyh şöyle dedi;
-       Dört yüz sene!
İsa as, bunun üzerine, Hz. Allah’a,
-       Ya ilahi! Sen bundan daha değerli birini yarattın mı?
Hz. Allah İsa as’ şöyle vahyetti;
-       Ya İsa! Muhammed ümmetinden biri, şaban ayına kavuşur, on beşinci gecesinde beraet namazını kılarsa bana göre o, dört yüz sene bana ibadet eden bu kulumdan daha değerlidir.
Bu vahyi alan İsa as şöyle dedi;
-       Ne olurdu, bende Muhammed ümmetinden olsaydım… (dürretül vaizin 2/975-976)
Bu geceyi namaz ile ihya etmek gündüzü olduğu vakitte de oruç tutmak lazımdır.
Hz. Ali efendimizin rivayet etmiş olduğu bir hadisi şerifte peygamber efendimiz buyuruyor ki;
“şaban ayının yarı gecesi olduğu zaman gecesini ibadetle geçirin, gündüzünde de oruç tutun. Çünki Allah Teâlâ o gece güneş battığı andan itibaren dünya semasına rahmeti ile iner ve şöyle buyurur;
-       Agah olun, af talep eden yok mu af edeyim, isteyen yok mu ona istediğini vereyim. Rızk isteyen yok mu ona helal ve bol rızk vereyim. Bela ve musibete uğrayan yok mu istesin, ona afiyet vereyim.”
Peygamber efendimiz yine hadisi şeriflerinde buyuruyorlar ki;
“beş geceyi ihya edene cennet vacip olur; terviye gecesi, arefe gecesi, kurban bayramı gecesi, ramazan bayramı gecesi ve şaban ayının yarı gecesi.”
Bu geceyi ihya etmek için selefin yapmış olduğu peygamber efendimizin de haber vermiş olduğu yüz rekat nafile namaz vardır. Bu namazın en azı iki rekat, ortası 100 rekat, çoğu da 1000 rekattır.
Bu namaz ile alakalı olarak peygamber efendimiz haz Ali efendimize şöyle buyurmuşlardır;
“ya Ali! Şaban ayının yarı gecesi kim her rekatta bir fatiha 10 defa ‘kul hüvallahü ehad’ (ihlas) okuyarak 100 rekat namaz kılarsa: ya Ali! Bu namazı kılan hiç kimse yoktur ki; Allah Teâlâ onun bu gece istediği her ihtiyacını gidermesin. Cenabı hakk o kimseye 70 000 melek gönderir. Gelecek seneye kadar melekler onun için hasene yazar, seyyiatını siler. Derecesini yükseltirler. Yine 70 000 –ya da 700 000 melek gönderir. Adn cennetlerinde ona şehirler, saraylar bina ederler, gözlerin görmediği, kulakların duymadığı, insanoğlunun hatırına gelmeyen ağaçlar dikerler. O geceden itibaren bir yıl geçmeden önce ölürse şehit olarak ölür. ‘kul hüvallahü ehad’ suresinden her bir harf için 70 huri ihsan eder.” (tefciruttesnim 2/ 910-911)
Yine peygamber efendimiz bir hadisi şeriflerinde buyuruyor ki;
“bu gece 100 rekat namaz kılana Allah 100 melek gönderir. 30u onu cennetle müjdeler, 30u cehennem azabından muhafaza eder, 30u  dünya afetlerini defeder, onu da şeytanın hilelerini uzaklaştırır.” (tefciruttesnim 2/924)
*Abdullah bin Mesud’dan bir rivayette peygamber efendimiz bu namazı her rekatte bir fatiha 5 ihlas ile tavsiye etmiş melek sayısını 500 000 olarak haber vermiştir. (bkz dürretül vaizin 2/971)
Yine başka bir hadis-i şerifte
“bir kimse bu beraat gecesinde bana salavat okursa.. o kimseye, nebilerin, rasullerin, meleklerin, tüm insanların sevabından verilir.” Buyuruluyor. (dürretül vaizin 2/971)
Abdullah bin Ömer’in rivayet ettiği bir hadis-i şerifte de peygamber efendimiz
“5 vakit vardır ki, bunlarda okunacak dua geri çevrilmez;
1-    Cuma gecesi
2-    Muharrem ayının onuncu gecesi
3-    Şaban ayının on beşinci gecesi
4-    Ramazan bayramı gecesi
5-    Kurban bayramı gecesi.” (dürretül vaizin 2/975)
Ata bin yesar buyuruyor ki;
“kadir gecesinden sonra hiçbir gece yoktur ki, şaban ayının ortasında ki 15. Geceden daha faziletli olsun.” (dürretül vaizin 2/916)
Cenab-ı hakk iman ile erdirmiş olduğu bu mübarek geceyi, iştiyakla, kalplerimiz uyanık bir şekilde, huşu ve huzur içinde, hanelerimizi ibadet nuru ile aydınlatarak namazlarla, Kur’anlarla, zikirlerle taa fecir doğuncaya kadar rızasını kazanma gayreti içerisinde ihya edebilmeyi nasip eylesin. Sabahına vardığımız vakit beratımızı sağ elimiz ile said kimselerden yazılarak cehennemden kurtuluş beratı olarak alabilmeyi nasip eylesin. Gündüzünü de oruçla nihayetlendirmeyi nasip eylesin. (geceler önce gelir, günleri ertesi gündür. Yani Çarşamba gününün akşamı beraat gecesi beraat gecesinin sabahı ise Perşembe günüdür.)

0 yorum:

Yorum Gönder