Sayfalar

1 Nisan 2012 Pazar

Mescidlerin Fazileti



وَأَنَّ الْمَسَاجِدَ لِلَّهِ فَلَا تَدْعُوا مَعَ اللَّهِ أَحَدًا
Mescitler kuşkusuz Allah'ındır. O halde Allah ile birlikte kimseye yalvarmayın. (Elmalılı hamdi meali) (cin 8)
Hadis-i Şerifte buyuruluyor ki;
اِذَا دَخَلَ اَحَدُكُمُ اْلمَسْجِدَ فَلْيَقُلْ  اَلَّلهُمَّ افْتَاحْ اَبْوَابَ رَحْمَتِكَ وَاِذَا حَرَجَ فَلْيَقُلْ اَلَّلهُمَّ افْتَحْ لِى اَبْوَابَ فَضْلِكَ

Sizden biriniz camiye girdiğinde; Allah’ım rahmet kapılarını bana aç duasında bulunsun. Çıktığında ise; Allah’ım fazilet kapılarını bana aç, desin.(Abdullatif 67)

Fetvaezzahirin de anlatıldığına göre;
Peygamber efendimiz bir mescide yada menzile vardığında;
وَقُلْ رَبِّ أَنْزِلْنِي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَأَنْتَ خَيْرُ الْمُنْزِلِينَ
 okurdu. “Ya rabbi beni mübarek bir konağa indir. Sen
mübarek bir konağa indirenlerin en hayırlısısın.” (mü’minun suresi 29)
Büyük alimlerden Kaâzi diyor ki; bu duada büyük faziletler vardır. Bu duayı okuyup camiye giren kimse dışarı çıkmak istemez. Gayet huzurludur. Devamlı olarak camide ibadet etmek ister. (Abdullatif 68)
Camide konuşmamak da çok önemlidir.
Hadisi şerifte;
اَلْحَدِثُ فِى الْمَسْجِدِ يَأْكُلُ الْحَسَنَاتِ كَمَا تَأْكُلُ ُالْبَهِيمَةُ الْحَشِيشَ

“camide konuşmak hayvanın kuru otu yediği gibi sevabı yok eder.” Buyurulmuştur. Ancak fetva yönünden zaruret varsa konuşulabilir.
Yine Hadisi şerifte;
يَأتِى عَلَى النَّاسِ زَمَانٌ يَكُونُ حَدِيثُهُمْ فِى مَسَاجِدِهِمْ فِى اَمْرِ دُنْيَاهُمْ فَلاَ تُجَالِسُوهُمْ فَلَيْسَ لِلَّهِ فِيهِمْ حَاجَةٌ

“insanlar üzerine bir zaman gelecek, dünya hususunda konuşmaları camide olacaktır. Allah’ın onlarda bir haceti yoktur.” (Abdullatif 68)
İbn-i Abbas’dan rivayet edilen bir hadisi şerifte;
“size bir kavimden haber vereyim ki; onların ahirette nasipleri yoktur. Onların abdestleri, namazları hac ve zekatları kabul olunmaz. Onlar peygamberlerden de uzaktırlar.” “kimdir bunlar ya Rasûlullah?” denildiğinde “onlar ümmetimden bir takımlardır ki; ezanı duydukları zamanda abdestlerini tamca alıp, mescitlerine giderler. İki rekat namaz kılarlar. Sırtlarını mihraplarına çevirip dünya meselelerine dalarlar. Allah’a kasem ederim ki; melekler onlara ‘ey Allah’ın buğz ettikleri, düşmanları susun. Allah’ın laneti üzerinize olsun.’ Derler. Kıldıkları namazları yüzlerine çarpılır. Allah’ın kızgınlığına sebep oldukları halde dönüp giderler. Ve onlara hakaretamiz sözler söylerler.” (Abdullatif 69)
İbn-i Abbas peygamber efendimize sordu;
-       ya Rasulallah! Bizler muhtelif evlerden gelmemiz sebebi ile insanlarla camide konuşmamız gerekiyor, dedi peygamber efendimiz;
-       Senin için Allah’ın kitabında ki; “Allah’ın zikrine koşun, alışverişi terkedin” gibi hususlar sana kafi değil mi? Ey ibn-i Abbas! Camide oturan, Allah ile oturur. Kim sükut ederek Allah’a saygılı olursa Allah da ona cennetin nimetlerini ihsan eder. Kim de konuşmak sureti ile Allah’ın hakkını hafife alırsa Allah yüzüstü cehenneme kor.”
Hz Ömer camide bir kişinin konuştuğunu duyar. Ona
-      Sen nerede olduğunu biliyor musun? Der.
Hadis-i şerifte buyuruluyor ki;
“Allah bana şöyle vahyetti; ey korkutucuların (münzir) ve rasullerin kardeşi! Evlerime (mabetlere ve mescitlere) selim kalplerle, sadık dillerle, temiz ellerle ve temiz avret uzuvlarıyla gelmeleri için kavmini korkut. Benim herhangi evime yanlarında zulmen alınmış kul hakkı bulunduğu halde girmesinler. O zulmen alınan hak ehline teslim edilinceye kadar ben o zalime lanet ederim. (rahmetimden uzaklaştırırım) Hangi kul halis bir halde emrime bağlı olup kulluğumda devam ederse, kulağı ben olurum benimle duyar, gözü ben olurum benimle görür ve kendisi benim en sadık dostlarımdan (evliya ve esfiyadan) olur. Cennette peygamberler, Sıddıklar, şehitler ve Salihlerle beraber bulunur. (Abdullatif 69-70)
Said bin müeyyeb peygamber efendimizden rivayeten “mescitte oturan bir kimse Rabbi ile oturmaktadır. Böyle kimseye de gereken sadece hayır söylemektir.”
Hadis-i şerifte peygamber efendimiz buyuruyor ki;
“namaz kıldığı yerde oturan kimse konuşmayıp mescitten çıkmadığı müddetçe, melekler onun için istiğfar eder ve ‘Allah’ım sen ona salat et, Allah’ım sen ona rahmet et, Allah’ım sen onun günahlarını bağışla’ diye dua ederler.”(ihya1/416)
Bazı semavi kitaplarda hz Allah;
“yeryüzünde benim beyitlerim mescitlerdir. Bu beyitlerdeki (evlerdeki) ziyaretçilerim de onarı ibadet ile imar edenlerdir. Müjde ol kimseye ki; evinde temizlendi, sonra benim evimde beni ziyaret etti. Ziyaretçiye ikram, ziyaret olunana borçtur.” Buyuruyor.(ihya1/417)
Mescitler cenab-ı hakkın evi olduğuna göre o beytlere, temiz ve güzel kokularla gitmek lazımdır. Zira mescide dahil olan kimsenin kötü kokması hem çevresinde ki Müslümanları hemde melekleri rahatsız eder.
Cabir r.a.’dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte;
“soğan ve sarımsak yiyen mescidimize yaklaşmasın. İnsanlar rahatsız olduğu gibi meleklerde rahatsız olurlar.”
Yine müslimin rivayeti üzerine ibn-i Ömer buyuruyor ki;
“peygamberimiz mescitte kimden soğan ve sarımsak kokusunu hissederse onu bakia (dışarı) çıkarırdı.” Buyuruyor.(abdüllatif 72)
Öyle ise mescide dahil olurken, soğan sarımsak gibi ağır kokusu olan yiyecek içecek ve diğer şeylerden uzak durmalı eğer koku sinmiş ise izale etmeye çalışmalıdır.
Kişi mescide dahil olduğu zaman iki rekat namaz kılması sünnettir. Bu namaza tahiyyatül mescid namazı denilir.
Peygamber efendimiz bir hadis-i şeriflerinde bu namaz ile alakalı olarak buyuruyor ki;
“sizden biriniz mescide girdiği namaz iki rekat namaz kılmadan oturmasın.”(beyheki, ibn-i adiyy)
Ancak mescide farz namaz kılmak için girdiği zaman ayrıyeten tahıyyetül mescid namazı kılası gerekmez zira zeyleî rahmetullah “farzı eda etmek onun yerine geçer” buyurmuştur.
Mescide girdiği zaman mescidin hakkına hürmeten namaz kılmalıdır. Aynı zamanda bu fazileti yüce olan mekanlara girerken peygamber efendimizin izi üzere dua etmelidir.
Cami ve mescitlerde okunması tavsiye edilen bazı dualar ise şöyledir;
Camiye giderken;
Allahümmec’al fi kalbi nuran ve fi lisani nuran ve’c-al fi sem’î nuran ve’c-al fi basarî nuran ve’c-al halfî nuran ve emami nuran ve’c-al min fevkî nuran. Allahümme a’tini nuran.
Manası: Allah’ım! Benim kalbimde nur kıl, lisanımda (dilimde) nur kıl, kulağımda nur kıl, gözümde nur kıl, arkamda nur kıl, önümde nur kıl, üst tarafımda nur kıl! Allah’ım bana nur ver. (sahih-i buhari- müslim)
Camiye girerken;
1-    Sağ ayakla girilir,
2-    Allahümmeftah lena hayral bab (Allah’ım bizim için hayır kapılarını aç) diye dua edilir.
3-    Neveytül itikafe hatta en ahruce (çıkana kadar itikafa niyet ettim) denilerek itikafa girilir.itikafa girildiği vakit hiç boş dünya kelamı konuşmamak lazımdır.
4-    Sübhanellahi velhamdülillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber vela havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim denir.
bu son dua, 2 rekat tahıyyetül mescid namazı yerine de geçer.
Camiye girdikten sonra
         Eûzü billah’il-azimi ve bivechihi’l-kerim. Ve sultanihi2l-kadimi mine’ş-şeytani’r-racim.
Manası: tard olunmuş (kovulmuş) şeytandan, azim olan Allah’a sığınırım. O Allah’ın kerim vechine ve kadim saltanatına sığınırım.
Amr bin As (r.a.) buyuruyorlar ki; resul-i ekrem mescide girdikleri vakit bu duayı okurlar ve şöyle buyururlardı: “bu duayı okuyan kimse için şeytan şöyle der: Bu kimse günün diğer vakitlerinde de benim şerrimden muhafaza olunur.”
Camide iken yapılacak tahmid:
Bir kimse mescide girdiği zaman oturmadan iki rekat tahıyyetül mescid namazı kılması müstehaptır. Ancak bir kimse mescide girip herhangi bir sebepten dolayı bu namazı kılamamış ise onun yerine şu duayı 4 defa okuması müstehaptır;
Sübhanellahi velhamdülillahi ve la ilahe illallahü vallahü ekber val havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim.
Manası: Allah’ı tesbih ederim. Hamd Allah’a mahsustur. Allah’tan başka ilah yoktur. Ve Allah en büyüktür.
Camiden çıkarken okunacak dua ise:
Allahümme inni euzü bike min iblise ve cünüdih
Manası: Allah’ım, ben şeytan ve askerlerinden sana sığınırım.(en güzel dualar 49-50-51-51)
Cenab-ı hakk hususiyetlerine riayet eden, cami ve mescidlerin hakkını verebilen, halis kullarından eylesin.

0 yorum:

Yorum Gönder