Sayfalar

12 Temmuz 2013 Cuma

KUR'AN-I KERİM OKUMANIN FAZİLETİ


Bu sohbetimizde Kur'an-ı kerimi yalnızca okumanın faziletini hadisi şerifler ışığında izah etmeye çalışacağız.

Abdullah bin Mesut’tan rivayet edilen bir hadisi şerifte;

“Kur’an şefaatçi ve şefaati kabul edilen bir kitaptır. Kim ona uyarsa onu cennete götürür. Kimde onu terk eder, ondan yüz çevirirse onu tepetakla cehennem ateşine atar.” (ettergib vet terhip 1/100)

Yani Cenab-ı Hakk; bazı kullarından başka Kur'an-ı kerime de şefaat hakkı vermiştir. Bununla birlikte kime şefaat ederse, o kimse dünyada nasıl bir günah işlemiş olursa olsun, Kur'an-ı kerim şefaat etmişse o şefaat kabul edilmiş ve o kimseler kurtulmuş demektir.

Ebu Hureyre ’den; Rasûlullah sav;

“kim Allah’ın kitabından bir ayet dinlerse ona on kat sevap yazılır. Kim de bir ayet okursa bu kendisi için kıyamet gününde bir nur olur.” Buyurdu. (ettergib vetterhip 3/264)

Cabir ra peygamber efendimizin şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir;

“Kur’an-ı kerim şefaat eder. Şefaati kabul edilir. Savunucudur. Savunması tasdik edilir. Kim onu önünde tutarsa, kendisini cennete sevk eder. Kim de onu arkasına iterse, kendisini cehenneme sevk eder.” (ettergib vetterhip 3/267)

Muaz bin cebel ; “Rasûlullah şöyle buyurdu;” dedi:

“ sizden kim gece namaz kılarsa Kur’an-ı açıktan okusun. (erkekler için). Zira melekler onun namazıyla namaz kılar, okuyuşunu dinlerler. Havada bulunan mü’min cinler ve ev komşuları da onun namazıyla namaz kılarlar. Kur’an okuyuşunu dinlerler. O zat Kur’an okuyuşuyla, evinden ve çevresinde ki evlerden asi cinler ve aşırı şeytanları uzaklaştırır. İçinde Kur’an okunan evin üzerinde nurdan bir gölgelik vardır. Bununla göktekiler doğru yolu bulur. Tıpkı engin denizlerde ve çölde doğru yol bulunduğu gibi. Kur’an okuyan ölünce bu gölgelik kaldırılır. Gökten melekler bakarlar ve bu ışığı göremezler. Onun ruhunu melekler bir gökten öbür göğe kadar karşılarlar ve alem-i ervahtaki ruhuna dua ederler. Sonra onunla beraber olan hafaza meleklerini karşılarlar. Sonra melekler dirileceği güne kadar, onun bağışlanmasını dilerler. Bir adam Allah’ın kitabını öğrenir sonra gecenin bir saatinde namaz kılarsa, geçen bu gece gelecek geceye kadar aynı saatte bu adamı uyarmasını ve kendisinin de ona hafif olmasını (yani onu fazla uykuya daldırmamasını) emreder. Öldüğünde ailesi defin hazırlığı içerisindeyken Kur'an çok güzel bir manzara ile gelir, kefenine sarılıncaya kadar başında durur. Kefenlenirken Kur’an kefenin altında göğsü üzerinde (bir nur şeklinde) sarılır. Adam kabrine konulduğu, üzeri kapatıldığı ve cenazeye katılanlar yanından ayrıldığı zaman, Münker ve Nekir as ona gelir ve kabrinde onu oturttururlar. Kur’an’da gelir aralarına girer.

Melekler Kur’an’a;

-          Buradan uzaklaş da onu sorguya çekelim. Derler. Kur’an:

-          Hayır, o benim arkadaşım ve dostumdur. Kâbe’nin rabbine yemin ederim ki; hiçbir şekilde ondan yardımımı esirgemem. Şayet siz bir şey yapmakla emredilmişseniz onun gereğini yapın ve beni yerimde bırakın. Zira ben onu cennete koyuncaya kadar ondan ayrılmayacağım. Der. Sonra Kur’an arkadaşına bakar ve:

-          Ben senin sesli, sessiz okuduğun ve sevdiğin Kur’an’ım. Ben senin sevgilinim. Benim sevdiğimi Allah da sever. Münker ve Nekir’in sorgusundan sonra sana gam ve keder olmayacak. Der.

Münker ve Nekir onu sorguya çekerler ve rablerine yükselirler. Kur’an ve o baş başa kalırlar. Kur’an:

-          Sana yumuşak bir döşek vereceğim ve çok güzel bir yorgan örteceğim, çünkü sen geceni yatağa yatmadan, gündüzünü de ibadet ve tilavetle geçirdin. Der.

Kur’an göz açıp yummaktan daha kısa bir zamanda süratlice göğe yükselir. Onun için Allah’tan şu eşyaları ister, Allah da verir. Kur’an, refakatinde altıncı göğün mukarreb meleklerinden bir milyon melekle döner, ona gelir selam verir ve

-          Yalnızlık çektin mi? Senden ayrılalıdan beri yaptığım, Allah Teâlâ ile sana bir döşek, bir yorgan ve bir lamba almak için konuşmak oldu. Onları sana getirdim. Kalk da melekler sana onları seriversinler.  Der.

Melekler onu yerinden itinalı bir şekilde incitmeden kaldırırlar. Sonra onun kabri, en süratli giden deve yürüyüşü ile dört yüz senelik mesafe kadar genişletilir. Sonra onun için bir döşek serilir ki, içi yeşil ipekten, yüzü devamlı koku saçan misktendir. Ayak ve başucuna ince ve kalın ipekten yastıklar konur. Baş ve ayakucuna cennet nurundan iki kandil yakılır. Bu kandiller kıyamet gününe kadar ışık verirler. Sonra melekler onu sağ yanına kıbleye dönük olarak yatırırlar. Sonra cennet yasemini getirirler ve melekler onun yanından ayrılarak yükselirler. Kur’an’la o adam baş başa kalırlar. Kur’an yasemini alır ve taze olarak onun burnu üstüne koyar ve o adam dirilene kadar onu koklar. Kur’an o adamın ailesine gider ve her gece her gün onlar haberdar eder. Müşfik bir babanın çocuğuna iyilik yapmayı taahhüt ettiği gibi Kur’an da ona iyilik yapmayı taahhüt eder. Çocuklarından biri Kur’an öğrenirse Kur’an bunu derhal ona müjdeler. Nesli kötü bir nesilse onların doğruya yönelmeleri için dua eder.” Buyuruyor. (ettergib vetterhip 2/49-50)

Cenab-ı Hakk bu mükafatları yalnızca Kur'an okumasının mükafatı olarak bahşediyor. Kaldı ki onun emirlerine riayet, yasaklarından uzak duran yani muktezasıyla amel eden kimseye verilecek mükafatı düşünmek lazımdır.

Cenab-ı Hakk cümlemize Kur'an-ı kerime hakkı ile sahip çıkabilmeyi, okumayı, okutmayı, okutamıyorsak okuyanlara yadım edebilmeyi, ahirette şefaatine nail olabilmeyi nasip eylesin…

3 yorum:

Çok faydalı oldu.Teşekkür ederim.

Allahım ne güzel bir ibadet ama ben ne zaman Kuran okumaya çalışsam ya harfleri okumakta zorlanıyorum ya da bir olay oluyor..Biliyorum bunlar bir bahane Mevlam bizleri doğru yola getirsin hep bahane diye diye hiç okumuyoruz...

Yorum Gönder