22:36 -
eyyamı aşir,haram aylar,muharrem,Mübarek Gün ve Geceler,on günler,on günlerde yapılacaklar,on günlerin fazileti,ramazanın son on günü,zilhicce,zilhicce ayında yapılacaklar
No comments
ON GÜNLERİN FAZİLETİ
وَالْفَجْرِۙ ﴿١﴾ وَلَيَالٍ عَشْرٍۙ ﴿٢﴾ وَالشَّفْعِ وَالْوَتْرِۙ ﴿٣﴾ وَالَّيْلِ اِذَا يَسْرِۚ ﴿٤﴾ هَلْ ف۪ي ذٰلِكَ قَسَمٌ لِذ۪ي حِجْرٍۜ ﴿٥﴾
“Fecre, on geceye, çifte ve teke yemin olsun.
Geçip giden geceye yemin olsun. Hiç şüphe edilmeye ki; bunlarda gerçek yemin
vardır, aklı başında olanlar için..” (fecr suresi 1, 2, 3, 4, 5)
Cenab-ı Hakk Kur’an-ı azimüşşanda birtakım şeylere yemin etmiştir
ki; bu surede de fecre ve 10 günlere yemin etmiştir. Bu surede yemin olunan
fecr ile maksad bazı müfessirlere göre zilhicce ayının ilk gününün sabahı,
bazılarına göre muharrem ayının ilk gününün sabahıdır ki yeni sene ondan doğar,
başlar.
On geceden maksat da yine zilhicce ayının ilk 10 günü yahut
muharrem ayının ilk on günüdür.(tefciruttesnim fi kalbin selim 2/732) yahut
ramazanı şerifin son on günüdür. (dürretül vaizin 2/1144)
Ayette on gece diyerek zikredilmiştir ancak, Kur'an-ı Kerim adeti
arap üzere inmiştir ki araplar gece diyerek tüm günü kasdederler, Cenab-ı Hakk’da
gecesine işaret ederek günleri ile beraber kasdetmiştir.
Cenab-ı Hakk sene içinde üç on günü tercih etmiştir. Diğerlerinden
üstün kılmıştır, şöyleki;
1-
Ramazan ayının son on günü,
çünki bu günlerde kadir gecesinin bereketi vardır.
2-
Zilhicce ayının ilk on günü,
zira o günlerde, terviye günü, arefe günü, kurban günü, telbiye, hac işleri,
değişik dini merasimler vardır. Nitekim bu manada gelen bir hadis-i şerifte;
“yüce Allah meleklere överek şöyle buyurur:
kullarımın durumuna bir bakın. Nasıl uzaktan yakından, saçları dağınık, toz
toprak içinde gelmişler ki; yararlarına olacak işleri göreler. Ey meleklerim,
tanık olun, onları bağışladım.”
3-
Muharrem ayının ilk on
günü, zira o günlerde aşure gününün bereketleri vardır. (dürretül vaizin
2/1146-1147)
Bir haberde buyrulmuştur ki;
Bir kimse zilhicce ayında arefe gününde oruç tutarsa, yüce Allah
onun için iki senelik oruç sevabı yazar. Ayrıca onu, tam huzur içinde ibadet
edenler sırasına yazar.( dürretül vaizin 2/1147)
Musa as Cenab-ı Hakka münacatının birinde şöyle buyurdu;
-
Ya rabbi! Sana dua
ediyorum, kabul buyurmuyorsun; bana bir şey öğret de, onunla sana dua edeyim,
kabul buyurasın. Hz. Allah Musa as’a şöyle vahyetti;
-
Zilhicce ayının ilk on günü
geldiği zaman “la ilahe illallah” diye oku ki senin dileğini yerine getireyim.
-
Ya rabbi, bütün kulların
bunu okuyor. Hz. Allah
-
Ya Musa, on günlerde bir
kere “la ilahe illallah” kelime-i tevhidini okursa, yedi kat yer, yedi kat gök
terazinin bir gözüne konsa, bu kelime-i tevhid de diğer gözüne konsa, elbette
bu kelime-i tevhid ağır gelir. Buyurmuştur.( dürretül vaizin 2/1148)
Peygamber efendimiz şöyle buyurdular;
“Allah katında şu on günden daha büyük ve kendisine yapılan
ibadet daha sevimli olan hiçbir gün yoktur. O günlerde tehlil, tesbih, tekbir
ve tahmidi çoğaltın.”(tefciruttesnim fi kalbin selim 2/733)
Yani bu günlerde sübhanallah, elhamdülillah, allahü ekber,
ve la ilahe illallah muhammedün Rasûlullah teşbihlerini çokça okumak lazımdır. Yapması,
söylemesi en kolay olan teşbihlere dahi bahşedilen mükafat böyle muazzam olunca
bu günlerde tutulan oruçların, kılınan namazların, verilen sadakaların, yapılan
hayru hasenatın mükafatının ne denli muazzam olacağını düşünerek gayret
göstermek lazımdır.
İbn-i abbas peygamber efendimizin şöyle dediğini rivayet
etmiştir;
“yüce Allah’ın Adem as’ı bağışladığı gün zilhicce ayının
ilk günüdür. Bir kimse o gün oruç tutarsa, Allah Teâlâ onun her günahını
bağışlar.
Zilhicce ayının ikinci günü, Hz. Allah Yunus
peygamberin duasını kabul buyurdu ve onu balığın karnından çıkardı. Bir kimse
zilhicce ayının ikinci gününde oruç tutarsa, Hz. Allah’a ibadet eden ve bu
ibadetinde de göz açıp kapayacak kadar bir zaman için dahi asi olmayan gibi
olur.
Zilhicce ayının üçüncü günü, Hz. Allah Zekeriya
peygamberin duasını kabul buyurdu. Bir kimse
o gün oruç tutarsa, Hz. Allah onun duasını kabul buyurur.
Zilhicce ayının dördüncü gününde İsa as doğdu. Bir kimse
o günü oruçlu geçirirse, ondan sıkıntı, fakirlik gider. Kıyamet günü de, iyiliksever,
keremli yazıcı meleklerle olur.
Zilhicce ayının
beşinci gününde, Musa as doğdu. Bir kimse
o günde oruç tutarsa, münafıklıktan uzak, kabir azabından emin olur.
Zilhicce ayının
altıncı gününde, yüce Allah peygamberine
hayber kalesini almayı nasip eyledi. Bir kimse o günde oruç tutarsa, Hz. Allah ona
rahmet nazarı ile bakar, bir daha da ona azap etmez.
Zilhicce ayının yedinci gününde, cehennem kapıları kilitlenir. Zilhicce ayınn
on günleri çıkıncaya kadar açılmaz. Bir kimse o günü oruçlu geçirir ise,
kendine yetmiş sıkıntı kapısını kapatır, yetmiş kolaylık kapısını da açar.
Zilhicce ayının
sekizinci günü olan terviye günü, bir kimse oruç tutarsa kendisine o kadar
iyilik ihsan edilir ki, onların miktarını ancak Allah bilir.
Zilhicce ayının dokuzuncu
günü olan arefe günü, bir kimse oruç
tutarsa geçen bir senelik günahının bağışlanmasına sebep olur.
Maide suresinin 3. Ayeti olan;
اَلْيَوْمَ اَكْمَلْتُ لَكُمْ د۪ينَكُمْ وَاَتْمَمْتُ عَلَيْكُمْ نِعْمَت۪ي
وَرَض۪يتُ لَكُمُ الْاِسْلَامَ د۪يناً …﴿٣﴾
işte bugün sizin için dinininiz
kemale yetirdim, üzerinizdeki nimetimi tamâma erdirdim, ve size din olarak
İslâma rıza verdim…
ilahi emrinin indiği gün, zilhicce
ayının onuncu günü idi, kurban bayramıydı.
Bir kimse o gün kurban keser de, bir
damla kanını akıtırsa… Allah onun günahlarını, çoluk çocuğunun günahlarını
bağışlar.
Bir kimse o gün bir mü’mini doyurur
sadaka verirse, yüce Allah, onu kıyamet günü güvenlik içinde diriltir;
amellerin tartıldığı terazide ise, onun iyilikleri Uhud dağından daha ağır
gelir.” (dürretül vaizin 2/1148-1149)
Ebu Derda buyuruyorki;
-
Bu on günlere çok dikkat
etmelisiniz. Onlarda oruç tutulmalı, duayı artırmalı ve çokça istiğfar
etmelisiniz. Bol bol da sadaka vermelisiniz. Ben, peygamberimiz Muhammed’in
şöyle buyurduğunu duydum:
“on günlerin hayrından mahrum olana yazıklar olsun. Özellikle dokuzuncu
günü oruçla geçirmelisiniz. Onda o kadar çok iyilik vardır ki, saymakla
bitirilemez.”
Cafer bin Süleyman buyuruyor ki;
Sabit bin benani’yi şöyle
gördüm, on günlerde konuşmayı bırakır. “Allah ekber Allahü ekber, la ilahe
illallahü vallahü ekber, Allahü ekber velillahil hamd.” Diye zikreder ve “bu
günler zikir günleridir.” Derdi. Diğer büyük zatlarda böyle yaparlardı.
(tenbihül gafilin 433-434-435)
Hazreti Aişe validemiz şu
şekilde rivayet etmiştir;
Teganni ve nağmeyi seven bir
genç vardı. ( şiir ve müziği seven, boş işlerle vakit geçiren) zilhicce ayının
hilalini gördüğü zaman oruç tutardı. Bu hali peygamber efendimize ulaştığında
birisini gönderip genci huzuruna çağırdı ve;
-
Bu günlerde oruç tutmaya
sevk eden nedir? Diye sordu. Genç şöyle cevap verdi;
-
Anam babam sana feda olsun
ya Rasûlullah! Bu günler meş’ar-i haram ( ayette haram olduğu haber verilen
günler) ve hac günleridir. Ümid ederim
ki, Allah beni onların duasına ortak eder. Peygamber efendimiz buyurdular ki;
-
Bu günlerde tuttuğun her
bir oruç için sana, yüz köle azad etmiş yüz deve kurban etmiş ve Allah yolunda
cihad eden gaziler için yüz at hibe etmiş gibi sevap vardır. Terviye günü
tuttuğun oruç için, bin köle, bin deve ve bin at sevabı vardır. Arefe günü
olduğu zaman iki bin köle, iki bin deve ve iki bin at sevabı vardır. Ayrıca bu
günkü oruç, biri geçmiş, biri de gelecek olmak üzere iki sene oruç tutmak
gibidir.” (tefciruttesnim fi kalbin selim 2/735)
Enes bin Yusuf rahmetullahi
aleyh diyor ki;
325 senesinde arefe gecesi,
mescidi Haram’da namaz kılabilmek için beytullah’ın yanında kalmıştım. Yanımda bir
adam vardı. Gece namaz kılıyor, gündüz oruç tutuyor, sürekli ibadet ediyordu. İftar
esnasında da şöyle dua ediyordu;
“Allah’ım arefe günü oruçlu
olanların hatrı için beni arefe gününün sevabından mahrum etme.” Kendisine;
“bu duayı çok yapıyorsun,
hikmeti nedir?” diye sordum. Dedi ki;
“babam da bu duayı çok okurdu. Vefat
ettiğinde onu rüyada gördüm. ‘Allah sana nasıl muamele etti?’ dedim. ‘af ile
muamele etti’ dedi. ‘ne sebeple’ diye sordum. Şöyle cevap verdi; ‘Allah’ım! Arefe
günü oruçlu olanlar hakkı için, beni arefe gününün sevabından mahrum etme! Diye
dua etmem sebebiyle. Kabrime konulduğum vakit mezarımın üstüne bir nur indi. Bana
‘işte bu, arefe günü oruçlu olanların sevabıdır, sen bizden istedin, bizde
ikram ettik.’ Denildi.” (tefciruttesnim fi kalbin selim 2/738-739)
Arefe günü iki bayram arasındadır.
Birisi, daha evvel geçen ramazan bayramı, diğeri de gelecek olan kurban
bayramıdır. Bayram günü ise sürur, sevinç günü demektir.
Kul için, günahların affından
daha büyük sevinç ve bayram yoktur.
Arefe günü iki bayram arasında
olduğu için hazreti Allah o günün orucunu iki seneye keffaret kılmıştır.
(tefciruttesnim fi kalbin selim 2/754)
Buyruldu ki;
“her kim arefe günü kendisini
rabbine ibadet için hasrederse sanki ömür boyu Allah tealaya ibadet etmiş gibi
olur.
Her kim arefe ve kurban bayramı
geceleri iki rekat namaz kılarsa Hz. Allah kıyamet günü hesabını kolaylıkla
verdirir ve onunla meleklerine övünür.”
Yine peygamber efendimiz
buyuruyorki;
“arefe günü kim bir ilim
meclisinde bulunursa melekler o kişiye istiğfar ederler. Oturduğu yerden de
bütün günahları bağışlanmış olarak kalkar.”
Yine mişkat’ta buyruluyor ki;
“arefe günü ilim öğrenen kimse
rahmet denizine dalar. Oturduğu zaman rahmete boğulur. Arş, kürsi ve cümle
melekler kendisine istiğfar eder, af edilmiş olarak evine döner.”(tefciruttesnim
fi kalbin selim 2/739-740)
Yahya bin Muhammed rahimehullah
şöyle anlatıyor;
“bir bacanağım vardı. Mekke’ye gidiyorduk.
Ramazan ayının bitmesiyle insanlar orucu bıraktı. Ama o bırakmadı, on günlük
oruca başladı. Kendisine:
-
Bu şiddetli sıcağı olan
yerde de mi oruç tutuyorsun? Diye sordum. Şöyle cevap verdi:
-
Arefe günü oruçlu olarak
ölmek, bana bin kere nafile hac yapmaktan daha sevimlidir.
Farz olan haccını da yapmıştı. Arafat’ta
vakfede iken çok susuz kaldı ve vefat etti. Orada bulunan topluluk cenaze
namazını kıldı ve Mina’ya defnetti.
Kendisini rüyamda gördüm. Etrafında
cariyeler, her cariyenin elinde de içinde su bulunan nurdan bardaklar vardı.
-
Bu cariyeler kim? Dedim,
-
Hur-il iyn, dedi.
-
Bardaklarda ne var? Dedim,
-
Kevser suyu, dedi.
-
Nereden (hangi sebeple)
bunlar? Dedim,
-
Ben sana ‘arefe günü oruçlu
olarak ölmek bin kere nafile hac yapmaktan bana daha sevimlidir’ diye
söylemedim mi? Ey Yahya! Arefe günü orucunu bırakma. Çünki o ahirette emniyeti
tebliğ eder. Dedi.” (tefciruttesnim fi kalbin selim 2/758)
Cenab-ı Hakk hakkı ile ihya edebilmeyi nasip eylesin…
Zilhicce ayında, arefe günündeyapılması tavsiye edilen ibadetler;
·
Zilhicce ayında iki namaz
vardır;
Birincisi; arefe gecesindedir, 100 rekat namaz kılınır. Her rekatta, bir
fatiha, üç ihlası şerif okunur.
İkincisi; arefe günündedir. İki rekat namaz kılınır. Her rekatta, her
birinde besmele ile beraber üç fatiha okunur. Fatihalardan sonra “amin” denilip
üç “kul ya eyyühel kafirun…” üç ihlası şerif okunur. (tefciruttesnim fi kalbin
selim2/754)
·
Arefe günü şu duayı çok
okumalıdır; “allahümme a’tık rekabetî minen nar, ve vessiıgli miner rızkıl
halal, veagsımnî min fesakatil cinni vel insi ya Alîm’ü ya Kadîr, iğfir lî ve livalideyye inneke alâ
külli şey’in kadîr.
Manası: Allah’ım! Beni cehennemden azad eyle, rızkımı helalinden bol eyle
ve kudret sahibi olan rabbim, beni, anamı-babamı af eyle. Ya Alim ya Kadir, Muhakkak
sen her şeye kadirsin. (tefciruttesnim
fi kalbin selim2/740)
·
İbn-i abbas ve ibn-i mes’ud’dan
“hiçbir kul yoktur ki, arefe günü şöyle dua etsin, sonra Allah’tan bir
şey istesin de Allah onu vermesin. (mutlaka verir)
‘sübhanellezi fis semâi arşuh
Sübhanellezi fil berri kazâüh
Sübhanellezi fil bahri sebîlüh
Sübhanellezi fin narî sultanüh
Sübhanellezi fil cenneti rahmetüh
Sübhanellezi fil kıyameti adlüh
Sübhanellezi rafeas sema
Sübhanellezi besetal arz
Sübhanellezi lâ melcee velâ mencee minhü illa ileyhi..’
·
Rivayete göre;
Hızır ve İlyas as her sene Mescid-i Hayf’de bir araya gelirler. Yiyecekleri,
mantar ve kerevizdir. Beş kelime ile birbirlerinden ayrılırlar ve bu arefe günü
olur. Kim bunları söylerse yüz ihtiyacı giderilir ki bunlardan sekseni dünya
ihtiyaçlarından, yirmisi de ahiret ihtiyaçlarındandır.
Bu beş kelime şunlardır;
Bismillahi mâ şaallah lâ yasrifüs sûe illallah
Bismillahi mâ şaallah lâ yesûkul hayra illallah
Bismillahi mâ şaallah lâ Lâ havle vela kuvvete illa billahil aliyyil
azim. ((tefciruttesnim fi kalbin selim2/740-741)
·
Hazreti ali ra’dan;
“her arefe günü akşamı Cebrail, Mikail, İsrafil ve Hızır as Arafat'ta bir
araya gelir;
Cebrail as; “Mâ şâ Allah lâ kuvvete illa billah” der.
Mikail as; “Mâ şâ Allah Küllü
nimetin fe minallâhi ekber” ekler.
İsrafil as; “Mâ şâ Allah el-hayru küllühû bi yedillâh” ilave eder.
Hızır as’da bunlara; “Mâ şâ Allah Lâ yedfeu s-sûe illallah” sözünü ilave
eder.
Denildi ki; kim bu sözleri arefe günü ve gecesinde okursa isteyenlerin
istedikleri kendisine verilir.
·
Abdullah bin yahya bin
abbas babasından, o da dedesinden nakletti:
Arefe günü Rasûlullah’ı sav gördüm. Sözlerinin ekserisi şu idi:
“şehidallahü ennehû lâ ilahe illa hüve vel melaiketü ve ülül ilmi kâimen
bil kıst, lâ ilahe illa hüvel azîzül hakîm.” (tefciruttesnim fi kalbin selim
2/757)
0 yorum:
Yorum Gönder