Sayfalar

18 Temmuz 2013 Perşembe

Zekât ve Hususiyetleri


ZEKAT

Zekat lügat deyiminde temizlik, bereket, çoğalma, güzel övgü manalarını taşır. Dinde ise; “bir malın belli bir miktarını, belli bir zaman sonra hak sahibi olan bir kısım Müslümanlara Allah rızası için tamamen temlik etmektir, mülküne geçirmektir. (büyük İslam ilmihali 294)

Her ne kadar ramazanı şerif geldiğinde hatırımıza geliyor olsa da, kişinin bir seneyi tamamlamış ihtiyacından fazla değer sahibi her türlü malına, malın cinsine göre (altında 40 da1, devede 5 devede 1 koyun gibi) zekat vermesi caiz olan kimselere, gösteriş, riya yahut dünyevi menfaatler için değil Allah rızası için, borç yada emaneten değil tamamıyla hibe ederek zekat vermesi, Müslüman, hür, baliğ, akıllı her erkek ve kadın üzerine farz olan bir ibadettir.
ramazanı şerif geldiğinde çok zikredilip hatırlanmasının sebebi; ramazanı şerif ayında iftar ve sahurlarda fakir ve gücü yetemeyen kimselerinde rahat yemek yiyip bu ay içerisinde ihtiyaçlarını rahat karşılayabilmeleri için ve birde ramazan-ı şerif ayının sonunda ramazan bayramı geldiği zaman her türlü bayram hazırlığını, yemesini içmesini giyinmesini sevinç içerisinde yapabilsin, akanları yahut diğer Müslümanlar sevinçle bayrama hazırlanırken Allah'ın kullarına ikramı olan bayram gününde mahzun olmasınlar diyedir.

Kişinin ihtiyacından fazla olan her türlü değer sahibi eşyası zekat verilirken hesap edilir. Ancak altın ve gümüşten başka süs için olan inci elmas gibi taşlarda zekat hesap edilmez. Çünkü bunlar altın ve gümüş gibi değerlenmez. (ihyau ulumiddin 1/583)

Zekat verirken yerine getirilmesi gereken bazı şartlar vardır;

Bunlardan en önemlisi niyet etmektir ki; bir kimse niyet etmediği halde malının tamamını infak etse, zekat borcu üzerinden sakıt olmaz ve zekatını ödemiş sayılmaz. Onun için zekat vermeye niyet etmesi lazımdır. Ancak bu niyetten zekat kendisine verilen kişinin yada yerin yada vakfın haberinin olması lazım değildir.

Bir diğeri senesi tamamlandığında yani üzerinden bir sene geçtiği vakit hiç beklemeden zekatını vermektir. (ihyau ulumiddin 1/587)

Kişinin zekat olarak dağıtacağı malı seçerken, malının en kıymetli, en iyi, en güzel, en helal, en temiz ve en sevimli olan malını infak etmesi lazımdır. Zira Allah Teâlâ temizdir ve ancak temizi kabul eder.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا أَنْفِقُوا مِنْ طَيِّبَاتِ مَا كَسَبْتُمْ وَمِمَّا أَخْرَجْنَا لَكُمْ مِنَ الْأَرْضِ ۖ وَلَا تَيَمَّمُوا الْخَبِيثَ مِنْهُ تُنْفِقُونَ وَلَسْتُمْ بِآخِذِيهِ إِلَّا أَنْ تُغْمِضُوا فِيهِ ۚ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ غَنِيٌّ حَمِيدٌ

Ey iman edenler! İnfakı gerek kazandıklarınızın, gerek sizin için yerden çıkardıklarımızın temizlerinden yapın. Kendinizin göz yummadan alıcısı olamıyacağınız fenasını vermeye yeltenmeyin. Biliniz ki, Allah sadakalarınıza muhtaç değildir ve hamde layık olandır. (bakara 267)

Yani size verilse surat ekşitmeden ve kızarmadan almayacağınız şeyleri Allah için infaka kalkışmayın demektir. (ihyau ulumiddin 1/603-604)

Yine zekat ve sadakayı verdiği kimselerde hangi sınıfa dahil olursa olsun, hususi bazı özellikler aramalıdır.

Sadaka ve zekatı nemalandıran yani sadaka ve zekatı iyilikte kullanan kimseleri seçmelidir. Bu kimseler 6 sınıftır ki;

1-    Dünyadan yüz çevirip yalnız ahiret için çalışan müttaki (takva sahibi) fakirler,

2-    İlim sahibi olan fakirler,

3-    Takvasında ve tevhidinde sadık olanlar,

4-    Halinden şikâyetçi olmayanlar, (yani vaziyetinden şikayet etmeyip, haline razı ve ihtiyacını gizleyen veya mürüvvet sahibi kimseleri seçmektir.)

5-    Ailesi kalabalık olan ve ayrıca hastalık veya herhangi bir sebeple harice (dışarıya) çıkıp kazanamayan fakirler,

6-    Akraba ve mahremlerden seçmektir. (ihyau ulumiddin 1/604-610)

Ebu Hureyre’den yapılan bir rivayette peygamber efendimiz;

“Allah bir kimseye mal verdiği zaman, o kimse malının zekatını ödemez ise; kıyamet günü o mallar cehennem ateşinde ısıtılmış ateş tabakalar haline getirilir.

Bundan sonra o mallarla, o kimsenin alnı, yanı, sırtı, o ateşten tabakalarla dağlanır.

O ateşte ısıtılan tabakalar, soğudukça yeniden ısıtılır, ateş haline getirilir.

Dünya gününün 1000 senesi kadar olan ahiretin her gününde onların azabı böylece sürüp gider. Taa yüce Allah kulları arasında hükmünü bildirinceye kadar.. o zaman, o kimse yolunu görür: ya cennete gider; ya cehenneme…” Buyuruyor. (ahiretin bir gününün dünyanın 1000 senesi olduğuna delil hac suresi 47. Ayet) (dürretül vaizin 1/397)

Yani bu azap cehennem azabı değil, henüz cehenneme gitmeden göreceği azap… Cenab-ı Hakk cümlemizi muhafaza buyursun…

 (bu sohbet ramazanı şerif geldiğinde kısa ve öz olarak zekatın hususi dikkat edilmesi gereken özelliklerini haber vermek üzere hazırlanmıştır. tam zekat sohbeti için linke tıklayınız. http://sohbetdefterim.blogspot.com/2010/07/zekat.html)

 

0 yorum:

Yorum Gönder