14:53 -
erkegin,erkeğin,evlilik ve aile hayatı,Gündelik Hayat,hanımı,karı koca hakları,kocanın rızası,üzerindeki hakları,vazifeleri
3 comments
Erkeğin Hanımı Üzerinde ki Hakları
EVLİLİK VE AİLE HAYATI (bu sohbet hanım cemaate hıtaben hazırlanmıştır)
الرِّجَالُ قَوَّامُونَ عَلَى النِّسَاءِ بِمَا فَضَّلَ اللَّهُ
بَعْضَهُمْ عَلَىٰ بَعْضٍ وَبِمَا أَنْفَقُوا مِنْ أَمْوَالِهِمْ ۚ
فَالصَّالِحَاتُ قَانِتَاتٌ حَافِظَاتٌ لِلْغَيْبِ بِمَا حَفِظَ اللَّهُ ۚ
وَاللَّاتِي تَخَافُونَ نُشُوزَهُنَّ فَعِظُوهُنَّ وَاهْجُرُوهُنَّ فِي
الْمَضَاجِعِ وَاضْرِبُوهُنَّ ۖ فَإِنْ أَطَعْنَكُمْ فَلَا تَبْغُوا عَلَيْهِنَّ
سَبِيلًا ۗ إِنَّ اللَّهَ كَانَ عَلِيًّا كَبِيرًا
Erkekler, kadın üzerine idareci ve
hakimdirler. Çünkü Allah birini (cihad, imamet, miras gibi işlerde) diğerinden
üstün yaratmıştır. Bir de erkekler mallarından (aile fertlerine)
harcamaktadırlar. İyi kadınlar, itaatkar olanlar ve Allah'ın korunmasını
emrettiği şeyleri kocalarının bulunmadığı zamanlarda da koruyanlardır. Fenalık
ve geçimsizliklerinden korktuğunuz kadınlara gelince: Önce kendilerine öğüt
verin, yataklarından ayrılın. Bunlar da fayda vermezse dövün. Eğer size itaat
ederlerse kendilerini incitmeye başka bir bahane aramayın. Çünkü Allah çok
yücedir, çok büyüktür. (nisa 34)
***
Cenab-ı hakk ilk insan ve ilk peygamber adem aleyhisselamı
yarattı, ona can verdi ve cennet elbiselerinden giydirdi. Bir kürsi üzerine
oturttu. Meleklere emretti, onu omuzlarına alarak gökleri dolaştırdılar ve
oradaki acaibatı gösterdiler. Sonra Allah Teâlâ iki kanadı inciden ve vücudu
miskten olan bir at yarattı. Haz adem
ata bindi, Cebrail as’da dizginini tuttu. İsrafil sağında Mikail solunda
bütün gökleri seyr ve temaşa etti.
Hz. Adem cennette iskan edildiği vakit yalnız kaldı ve
yanlızlıktan canı sıkıdı. Allah Teâlâ haz ademe bir uyku verdi. Adem uyuyunca
sol eğe kemiğinden Havva’yı yarattı. Cennet elbiseleri ile süsledi. Hz. Havva
Hz. Adem’in başucunda oturdu. Hz. Adem uyandı ve Hz. Havva'yı yanıbaşında
oturur gördü. Denemek için melekler Âdem'e
-
Kadındır. Dedi. Melekler;
-
Adı nedir? Diye
sorduklarında, adem;
-
Havva’dır. Dedi. Melekler;
-
Bu adı nereden aldı? Diye
sordular, melekler;
-
Bu adı diriden yaratıldığı
için aldı. Dedi. Melekler;
-
Niçin yaratıldı? Dediler.
Hz. Adem;
-
Benim için yaratıldı;
ikimiz birbirimizle huzur ve sükuna ereriz, dedi.
Nitekim Allah Teâlâ;
هُوَ الَّذِي خَلَقَكُمْ مِنْ نَفْسٍ وَاحِدَةٍ وَجَعَلَ مِنْهَا
زَوْجَهَا لِيَسْكُنَ إِلَيْهَا ۖ
Sizi bir tek nefisten yaratan, onunla
sükûnet bulsun diye eşini de ondan yaratan Allah'tır. (araf 189) (envarul
aşıkin 39)
Cenab-ı hakk kadını erkeğe bir ikram ve
arkadaş olarak halk etmiştir. Ancak bir hanımın bir erkeğe yoldaş olabilmesi
helal olabilmesi için evliliği şart koşmuştur. Nikah ile bir hanım bir erkeğe
helal olur, böylelikle hanımın kocası, erkeğin karısı üzerine bir takım hak ve
vazifeleri olur ki; işte bu hak ve vazifelerden hanım üzerine düşenleri
anlatmaya, izah etmeye çalışacağız.
Zira vazifelerini bilerek eşinin hakkına
riayet eden hanım hakkında peygamber efendimiz;
“kocası
kendisinden razı olduğu halde ölen her Müslüman kadın cennete girer”
buyurmuştur. (ihya 2/147)
Peki eşinin hanımı üzerinde ki hakları
nelerdir; bunlardan en mühimi iki tanedir ki; birincisi; kadının kendisini
koruyup örtünmesi, yabancılardan muhafaza etmesidir.
İkincisi de; ihtiyacından fazla bir şey
istememektir. Zira eğer eşi rızkını helalden kazanıyorsa onu sıkıntıya
düşürmemiş olur, eğer haram yoldan temin ediyorsa o zaman da haram olan
kazançtan imkan nisbetinde yememiş olur. (ihya 2/151-152)
Eşinin kazandığı mal ile ona eziyet ve
sıkıntı vermemeli gücünün yetmeyeceği şeyi istememeli, malının az olması sebebi
ile hor ve hakir görerek gönlünü incitmemelidir.
Abdurrahman bin avf (r.a.)’ın rivayet
ettiği bir hadis-i şerifte peygamber efedimiz;
“hangi kadın olursa olsun; geçim derdinden
ötürü kocasını üzer, gücü yetmeyeceği bir şeyi kocasından ister ise.. onun ne farz ibadeti ne de nafile ibadeti makbul
olur.”
Abdullah bin Ömer ise şu şekilde rivayet
ediyor
-rasulullah efendimizin şöyle buyurduğunu
dinledim:
“yerin tamamı altın ve gümüş olsa da, kadın
bunları alıp kocasının evine gitse, sonra da günün birinde kocasının başına
kakınç olup böbürlenerek dese ki;
-
Sen de
kim oluyorsun, mal benim, mülk benim; senin malın yok ki!
Allah onun amellerini boşa çıkarır; ne kadar çok olursa olsun”(dürretül vaizin 2/221)
Allah onun amellerini boşa çıkarır; ne kadar çok olursa olsun”(dürretül vaizin 2/221)
Bir hanımın eşi ile güzel geçim yollarını
öğretmek kadının anne ve babasında olan haklarındandır. Rivayete göre Esma
binti Haricatü’l Fezari evlendireceği kızına;
“kızım, alışığın hayattan bilmediğin bir
hayata gidiyorsun. Hiçbir suretle tanımadığın bir kimse ile arkadaş oluyorsun.
Sen ona yer ol ki, o da sana gök olsun. Sen onun dilediğini yap ki, o da sana
istediğini versin. Sen ona döşek ol ki, o da sana yaslanacak direk olsun. Sen
ona cariye ol ki, o da sana köle olsun. Herhangi bir şeyde ısrar etme ki, sana
kızmasın. Ondan çok uzaklaşma ki, seni unutmasın. Sana yaklaştıkça sende ona
yaklaş. Kızdığı zaman, kendini koru. Yüzünü, gözünü ve kulağını muhafaza et ki;
güzel kokunu koklasın, güzel sözünü duysun ve güzelliklerini görsün.” Demiştir.
İşte hanımın eşine karşı olan vazifelerini
iman sahibi bir anne evladına bu şekilde izah etmiştir. Demek ki; hem hanım hem
de erkek birbirlerine anlayış ve sadakat ile muamele etmeli, yumuşak huylu ve
itaatkâr olmalıdır. Böyle olduğu takdirde hem Cenab-ı hakkın rızasına muvafık
hem de dünya saadeti yaşatacak bir evlilik yapılmış olur.
Bir zatın karısına şu şekilde söylediği
rivayet olunmuştur;
“benden af dile ki sevgimiz devam etsin.
Hiddetli zamanımda bana bir şey söyleme ki, kalbini kıracak bir söz ile
mukabelede bulunmayayım. Bir şey söylerken bangır bangır bağıraraktan söyleme.
Çünki daima benim ne halde olduğumu bilemezsin. Fazla şikayet etme! Fazla
şikayet sevgiyi azaltır, gönlümü senden soğutur. Gönüller dönerler,
kanaatlerini değiştirirler. Sevgi ile eziyet bir gönülde toplanmaz. Bunlar bir
araya gelirse, sevgi gönülden göç edip gider.”
Demiştir. (İhya 2/153)
Kadının Cenab-ı hakkın kendisi için razı
olduğu eşe sabredip rıza göstermesi lazımdır. Hatta bu sabır ve şükür o derece
olmalıdır ki; kadın kendi güzelliği ile kocasına övünmemeli ve kocasını da
çirkinliğinden dolayı hor görmemelidir. Esmaî şöyle anlatıyor;
“çölde çok çirkin bir adamın nikahında çok
güzel bir kadın gördüm. Kadına; bu çirkin adamla nasıl durabiliyorsun?
Dediğimde; sus, belki Allah katında en güzel bir adamdır. Allah ona lütfetti
beni verdi. Yahut belki benim büyük bir kusurum vardı da Allah Teâlâ ceza
olarak beni buna verdi, günahıma keffaret olur. Allah’ın taksimatına nasıl razı
olmayayım. Dedi ve beni susturdu.” (ihya 2/155)
Hanımın kocası bulunmadığı zamanlarda sükut
edip bir kenara çekilmesi ve kocası geldiği zaman, neşelenmek ve kocasının
gönlünü okşayacak hareketlerde bulunmak da hanımlara düşen vazifelerdendir.
Hiçbir suretle kocasına eziyet etmesi muvafık değildir.
Halbuki hepimizin bildiği üzere eziyet
sadece fiili surette değildir. Kadın konuşmak sureti ile dahi eşine eziyet
edebilir. İşte bundan sakınmak kemiksiz bir parça et ile günaha düşmekten
sakınmak lazımdır. Zira Hz. Ebubekir efendimizin rivayet ettiği bir hadis-i
şerifte peygamber efendimiz buyuruyorlar ki;
“hangi kadın dili ile kocasına eziyet eder
ise; o kadın; Allah’ın lanetine, dargınlığına, meleklerin ve tüm insanların
lanetine uğramıştır.” Buyurmaktadır. (dürretül vaizin 1/220)
Muaz bin cebel peygamber efendimizden şu
şekilde rivayet ediyor;
“dünyada bir kadın kocasına eziyet ederse,
o erkeğin hurilerden olan zevcesi o kadına hitap ederek, ‘Allah canını alsın,
bu adama eziyet etme. O, dünyada senin yanında bir misafirdir. Yakında senin
yanından ayrılıp bize kavuşacak’ diyerek muaheze eder.” (ihya 2/155)
Selman (r.a.) şöyle anlatıyor;
Hz. Fatıma rasulullahın huzuruna vardı.
Rasulullah efendimizin yüzüne baktığı zaman, Hz. Fatıma’nın gözlerinden yaşlar
akmaya başladı. Rengi de solmuştu. Rasulullah efendimiz sordu:
-
Neyin
var kızım? Hz. Fatıma şöyle anlattı;
-
Ya
rasulallah! Dün gece Ali ile aramızda bir şakalaşma oldu. Konuşma sırasında
ağzımdan çıkan bir cümle sebebi ile Ali bana darıldı. Onun bana darıldığını
anlayınca, söylediğime pişman oldum, üzüldüm. Bunun için kendisine
-
Sevgilim
bana gücenme, benden hoşnut ol.. dedim ve çevresinde benden hoşnut olması için
yedi kere dönüp durdum.
sonunda hoşnut olarak, yüzüme güldü; yine de ben, Rabbimden korkuyorum.
sonunda hoşnut olarak, yüzüme güldü; yine de ben, Rabbimden korkuyorum.
Bunun üzerine
rasulullah efendimiz Hz. Fatıma’ya şöyle buyurdu;
-
Ey
kızım, bei hak peygamber olarak gönderen hakkı için, eğer Ali’yi hoşnut etmeden
ölecek olsaydın; senin namazını kılmazdım.
sonra şöyle buyurdu;
sonra şöyle buyurdu;
-
Ey
kızım, bilmiyor musun ki; kocanın rızası, Allah’ın rızasıdır, kocanın
dargınlığı, Allah’ın dargınlığıdır.
Ey kızım, hangi kadın
olurda olsun; İmran kızı Meryem'in ettiği ibadet kadar ibadet edecek olsa ama
kocası kendisinden hoşnut olmasa, Allah onun hiçbir ibadetini kabul buyurmaz.
Ey kızım, kadınların en
faziletli ibadeti, kocasına itaattir. Bundan sonra kadın için e faziletli
ibadet ip büküp örgü işi yapmaktır. <ondan sonra en faziletli amel
kocasıyla güzel sohbet edip konuşmaktır. Kızım sohbet ederek, bir saat oturmak
onlar için çok hayırlıdır. (tenbihü gafilin – abdullatif 250-251)>
Ey kızım, bir kadının
büküp örme işinde bir saat kalması; onun için bir senelik ibadetten hayırlıdır.
Kadınların dokuyup ördüğü her elbiseden, onlar için bir şehit sevabı vardır.
Ey kızım, bir kadın için;
dokuyup da kocasına, çocuklarına giydirdiği bir elbiseden ötürü, cennete girmek
vacip olur. Onu örüp dokuduğunu giyen kimselerin sayısı kadın cennet içinde,
kendisine bir şehir verilir.” (dürretül vaizin 1/222-223)
Yine hanımın kocasına
lanet etmemesi, ondan görmüş olduğu ikrama nankörlük etmemesi icab eder.
Peygamber efendimiz
buyuruyor ki;
“cehenneme muttali oldum;
oranın ekseri ehlinin kadınlar olduğunu gördüm.” Kadın sahabeler; “niçin ya
rasulallah?” dediler. Buyurdu ki; “onlar laneti çok yaparlar, kocalarına
küfran-ı nimette, (namkörlükte) bulunurlar.” (abdullatif 251/ ihya 2/149)
-
Rasulullah’ın
şöyle buyurduğunu dinledim:
-
“bir
kadın kocasına:
-
Senden
hiç hayır görmedim.. der ise.. Allah, onun yetmiş yıllık amelini hiç eder;
isterse o kadın gündüzlerini oruçlu, gecelerini namazlı geçirsin.” (dürretül
vaizin 1/220)
Zira eşinin
rızkını helalinden kazanması, ırz ve namusunu muhafaza etmesi, ibadet ve taatta
kendisin müsaade etmesi hanımına yapmış olduğu iyiliklerin başında gelir ki;
hanım senden hiç hayır görmedim demek sureti ile küfranı nimette bulunmuş ve
Cenab-ı hakkı gücendirmiş olur. Zira açıklamak icap ederse rızkı veren Cenab-ı
hakk’tır, zevç (erkek) onu helal yoldan taleb ederek kazanmak sureti ile bir
vasıta olarak Hz. Allah’ın vermiş olduğu rızkı sahibi olan hanımı ve
çocuklarına ulaştırır. Hanım senden hiç hayır görmedim demek sureti ile Cenab-ı
hakk’ın vermiş olduğu nimeti inkar etmiş olur ve küfran-ı nimette bulunmuş olur.
Tabi hanım
eşine karşı isyan ve eziyet ettiği vakit bu kadar büyük cezası olduğu gibi,
itaat ve hizmet ettiği takdirde mükafatı da bir o kadar büyük olacaktır.
Peygamber
efendimiz buyuruyorlar ki;
“Kadın beş
vakit namazını kılarsa, bir ay orucunu tutarsa, şehvet azasını korursa ve
kocasına itaat ederse rabbinin cennetine girer.” (abullatif 251)
Abdurrahman
bin avf demiştir ki;
Rasulullah
efendimiz şöyle buyurdu;
-
“Yararlı
bir kadın, yararsız bir erkekten hayırlıdır
hangi kadın olursa olsun; kocasına 7 gün hizmet ederse; 7 cehennem kapısı ona kapanır; 8 cennet kapısı ise onun için açılır, bu cennet kapılarından hangisinden isterse, hesap vermeden girer.” (dürretül vaizin 1/218)
hangi kadın olursa olsun; kocasına 7 gün hizmet ederse; 7 cehennem kapısı ona kapanır; 8 cennet kapısı ise onun için açılır, bu cennet kapılarından hangisinden isterse, hesap vermeden girer.” (dürretül vaizin 1/218)
Yine Abdullah
bin mesud şu şekilde rivayet etmiştir; peygamber efendimiz;
-
Bir
kadın kocasının elbisesini yıkadığı zaman, şu sevapları alır:
a)
Allah
onun için bin iyilik sevabı yazar; iki bin kötülüğünü de bağışlar.
b)
Üzerine
güneş doğan her şey, o kadının bağışlanmasını Allahtan diler.
c)
O kadın
bin derece yükseltilir. (dürretül vaizin 1/219)
Rasulullah efendimizin asrında bir adam
vardı; Allah yolunda gazaya çıktı. Çıkarken de kadınına şöyle emretti;
-
Ben
dönünceye kadar bu evden dışarı çıkma.
O kadının
babası hastalandı. Rasulullah efendimize birini gönderdi ve kocasının emrini
dinlemeyip, babasını ziyarete gidip gidemeyeceğini sordurdu. Rasulullah efendimiz o kadına
-
Kocana
itaat et! Buyurdu.
Tekrar tekrar
adam yolladı; ancak her defasından kendisine aynı emir geldi. Bunun içinde
evden dışarı çıkmadı.
Ve.. babası
öldü; o kadın da babasını göremedi. Kocası dönünceye kadar sabretti, evinden
dışarı çıkmadı.
Sonra Allah
tarafından rasulullah efendimize şöyle bir vahiy geldi;
-
Kocasından
ötürü o kadını bağışladım. (dürretül vaizin 1/218-219)
<bu
hikaye ihyau ulumid din de şöyle geçer;
Adamın
biri harice giderken hanımına evinin üst katında aşağıya inmemesini tenbih
etti. Alt katta olan babası hastalandı. Kadın babasına hizmet için aşağıya
inmek istedi. Bunun için vaziyeti rasuli ekreme haber göndererek arz etti.
Rasuli ekrem;
-
Kocana itaat eyle buyurdu. Babası öldü. Kadın babasının cenazesine
katılmak için tekrar rasuli ekremden müsaade istedi. Rasuli ekrem yine
-
Kocana itaat eyle buyurdu. Bilahare kadına şöyle haber gönderdi;
-
Efendine olan itaatının mükafatı olarak Allah Teâlâ babanı affetmiştir.>
(ihya 2/147-148)
Ve son alarak
kadının evinin sırrına sahip olması gerekir.
Salihlerden
bir zat, ailesini boşamak istediğinde kendisine;
-
Aileni
niçin boşuyorsun? Diye soranlara
-
Aile
sırrı ifşa edilmez! Dedi. Boşandıktan sonra kendisine;
-
Niçin
boşadın? Diye soranlara
-
Artık
kendisiyle hiçbir alakam kalmamış bir kadından bahsetmeğe hakkım yoktur, diye
cevap vermiştir. (ihya 2/147)
Evlilik cenabı
hakkın en kıymet verdiği müessese, o müessesede husule gelen dargınlık ve
kırgınlıklarda cenabı hakkın darılmasına ve gadabına sebep olan davranışlardır.
Kadın olsun erkek olsun eşine husnu niyet ile muamelede bulunmalı rıfk ile
davranmalı, sabır ve dua ile ailesinin huzur içinde devamı için gayret
göstermeli, rızai ilahi için uğraşmalı ve boşanmaktan kaçınmalıdır. Zira
boşanmak cenabı hakkın en sevmediği helaldir.
Cenabı hakk
cümlemize eşlerimizin hakkına riayet edebilmeli; kadın olsun erkek olsun
Cenab-ı hakkın huzuruna eşinin rızasını almış olarak çıkabilmeyi nasip eylesin.
3 yorum:
hanımın erkek üzerindeki hakları hakkında da sohbet yayınlayabilirmisiniz
Hocam erkekler için de bir sohbet paylaşır mısınız? Ayrıca yazılar çok sıkılık olduğundan okumakta zorlandım biraz daha boşluk bırakarak yani yayarak yazmanız mümkün müdür? Mevlam razı olsun
Yazmış olduğunuz hadislerin kaynağını yada hiç değilse bir kaç ravisinide yazar mısınız lütfen
Yorum Gönder