17:27 -
büyük günahlar,el sıkışmak,esselamü aleyküm,musafaha,selam almak,selam vermek,selamün alyeküm,sünnet,tokalaşmak
1 comment
Selam vermek selam almak
ۗرُدُّوهَا أَوْ مِنْهَا بِأَحْسَنَ فَحَيُّوا بِتَحِيَّةٍ حُيِّيتُمْ وَإِذَا
حَسِيبًا شَيْءٍ كُلِّ عَلَىٰ كَانَ اللَّهَ إِنَّ
“Saygıyı sevgiyi ifade eden bir cümle ile size iltifat edildiği zaman; ondan daha iyi saygıyı ve sevgiyi ifade eden bir cümle ile karşılık verin veya aynı ifadeyi kullanın. Allah her şeyi hesaba katar.”حَسِيبًا شَيْءٍ كُلِّ عَلَىٰ كَانَ اللَّهَ إِنَّ
Hadis-i Şerif; Abdullah bin Mesut’dan gelen bir rivayette peygamber efendimiz şöyle buyurmuştur;
“Selam, Allah’ın isimlerinden bir isimdir; onu aranızda açıklayınız, yayınız.”
Bir rivayette, Rasulullah efendimizin şöyle buyurduğu anlatılmıştır;
“Bir Müslüman, diğer Müslüman’a selam verdiği zaman, selam verilen selama karşılık verir ise…melekler onun üzerine salat okurlar, hem de yetmiş kere….
Eğer selam verilen kimse selama karşılık vermez ise… selam verenin sıkıntısı onun üzerine yüklenir; bundan başka melekler, kendisine yetmiş kere lanet okurlar.”
Bostan’ül Arifin isimli kitapta selam usulü şöyle anlatılıyor; yolunuz bir topluluğa düşerse onlara selam veriniz, şeklinde anlatıldıktan sonra, selam verme usulünü şu şekilde anlatıyor;
yürüyen oturana selam verir,
küçük büyüğe selam verir,
binek üstündeki yürüyene selam verir,
arka tarafından gelen, sana selam verir,
selama karşılık veren verdiği karşılık selamda sesini, selam verene duyurmalıdır; sesini duyurmaz ise selam vermiş olmaz.
bir kimse, evine girdiği zaman ev halkına selam verir. Eğer eve girdiği zaman, evde kimse yok ise, şu şekilde selam verir;
“esselamü Aleyna ve ala ibadillah’is-salihin (selam bize ve Allah’ın salih kulları üzerine olsun)” onun selamına karşılık, melekler kendisine selam verirler. Bundan hasıl olan bereket çok ziyade ve pek tamam olur.
Çocuklara selam vermek, selam vermemekten daha iyidir, daha faziletlidir. Zira böylelikle çocuklar selama alıştırılmış olurlar. *Zira enes r.a çocuklara da selam verir ve rasulullah’ın böyle yaptığını söylerdi. (ihya 2/507)
Şunun da bilinmesi gerekir ki; selam vermek, kifaye yollu bir sünnettir, yani sünnet-i kifayedir. Yani toplu halde bulunan bir cemaat arasından bir kimse selam verir ise, diğerlerinin selam vermesi gerekmez.
selam almak ise… kifaye yollu farzdır yani farsı kifayedir. Buna göre bir topluluğa selam verildiği zaman, o topluluktan biri selam alır ise.. bu farz yerine gelmiş olur. Diğerlerinden bu farzı yerine getirme görevi kalkmış olur.
ne var ki; tek tek selam verilmesi; tek tek selama karşılık verilmesi aksinin yerinde olacağı bir durum yok ise daha faziletlidir. Yani hanımlarda tek tek musafahalaşmak erkeklerde tek tek tokalaşmak mümkün olan yerler tek tek selamlaşmak daha faziletlidir. Ancak mümkün olmayan yerlerde toplu olarak selam verilip, toplu olarak selam alınabilir.
Verilen selama, derhal karşılık verilmesi gerekir; bir süre erteler de sonra verilen selama karşılık verirse, selama karşılık verilmiş sayılmaz. Hatta selama karşılık selam vermemek günahını da yüklenmiş sayılır. Zira selama karşılık vermemek, bir Müslümanı küçümsemek sayılır.
Uzak yerden görmediği bir kimseden, aracı ya da mektupla gelen selama derhal karşılık vermek gerekir.
Ancak alenen Allah’ı inkar edip küfür yolunu tutanlara selam verilmez. Eğer onlar selam verirse “aleyke selam” diyerek; “ve” bağlacı ve “küm” eki olmadan selamları alınır zira bu şekilde selam vermek onun selamına tam karşılık vermek manasına gelir.
Ebu hureyre’den rivayet edilen bir hadis-i şerifte peygamber efendimiz buyuruyor ki;
“Varlığımı kudret elinde bulunduran Allah’a yemin ederim ki; iman etmedikçe cennete giremezsiniz; aranızda bir sevgi bağı oluşturmadıkça da iman edemezsiniz.
Dikkat edin, size bir yol göstereceğim ki, onu yaptığınız takdirde, aranızda sevgi bağı oluşacaktır; Açık açık selamlaşınız.(aranızda selamı yayınız)” (ihya2/505- dürretül vaizin 1. Cilt selam bahsi)
bu hadis-i şerif, imanın daha mükemmel olması için yol gösteren bir emir sayılmalıdır. Bu hadis-i şerifte; tüm Müslümanlara açık açık selam verme emri vardır; hem de her Müslüman’a, arada bir tanışıklık olması veya olmaması durumu değiştirmez.
Ancak bazı hallerde selam vermek hiç yerinde değildir;
Kur’an dinleyen kimseye,
İlim müzakeresi yapan kimselere, - ilim çalışması yapan kimselere selam verilmez, bu durumda bulunan kimselere selam veren kimse günahkar olur.-
Ezan okunurken,
Kamet okunurken,
Kur’an okuyan kimseye, işitilecek derecede açıktan kur’an okuyan kimseye selam vermek harama yakın mekruhtur. Ancak kur’an okunurken kendisine selam verilen kimse bitirdikten sonra selama karşılık vermesi yerinde olur.
işte bu durumlarda selam vermek yerinde olmadığı gibi verilen selama karşılık vermekte ister sesli ister gizli olsun yerinde değildir. Yani islam dininin büyükleri bunu hoş görmemişlerdir.
Enes bin malik haz.’nin şöyle dediği rivayet edildi;
“ Rasulullah’a 10 yıl hizmet ettim. Yaptığım bir iş için
-niçin yaptın? Buyurmadığı gibi, yapmadığım bir şey için de;
- niçin yapmadın? Diye sormadı.
Sonra bana şöyle buyurdu;
“ey Enes! Sana bir tavsiyede bulunacağım, bunları tut; şöyle ki:
Gece namazını arttır; koruyucu melekler seni severler.
Ailenin yanına girdiğin zaman, onlara selam ver: Allah evinin bereketini arttırır.
Yatağına abdestsiz girmemeye gücün yeterse, bunu mutlaka yap: bu halinle ölürsen şehit olarak ölürsün.
Ailenin yanından ayrılıp dışarı çıktığın zaman, karşılaştığın herkese selam ver: Allah iyiliklerini arttırır.
Müslümanların yaşlılarına selam ver: Küçüklerine merhametli ve şefkatli ol.
Bu anlatılanları yaparsan; ben, sen cennette şöyle oluruz.”
Rasulullah efendimiz son cümlesinde, işaret parmağı ile orta parmağını birleştirdi.”
Abdullah bin Selam Hz. Şöyle buyuruyor;
“Rasulullah efendimizin şöyle söylediğini dinledim;
“ey insanlar! Açık açık selam veriniz. Yemek yediriniz. İnsanlar uykuda iken gece namazı kılınız. Anlatılanları yaparsanız, cennete girersiniz.”
Yine peygamber efendimiz buyuruyorlar ki;
“Cennette teraslı köşkler vardır; renk renktir. Her birinin içinden dışı, dışından içi görülür. Orada öyle nimet çeşitleri vardır ki; onları ne bir göz görmüştür, ne bir kulak duymuştur, ne de onların şekli bir beşerin hatırına gelmiştir.” Eshab-ı kiram sordular; -Ya Rasulallah! Onlar kim içindir? Şöyle buyurdu;
“şu kimseler içindir; Açıktan selam veren, yemek yediren, oruç tutmaya devam eden, İnsanlar uykuda iken gece namazı kılan.” Eshab-ı Kiram tekrar soruyorlar; Ya Rasulallah! Bunları yapmaya kimin gücü yeter ki? Şöyle buyurdular: “şimdi bunlara kimin gücü yeteceğini size haber vereyim; şöyle ki:
Bir kimse Müslüman kardeşi ile karşılaştığı zaman ona selam verirse.. açık açık selam vermiş olur.
Bir kimse doyuruncaya kadar çoluk çocuğuna yedirir içirirse o da yemek yedirmiş olur.
bir kimse ramazan ayı orucunu tuttuktan sonra, altı günde şevval ayından oruç tutar ise…orucunu kesintisiz devam ettirmiş olur.
Bir kimse yatsı namazını ve sabah namazını cemaatle kılar ise insanlar uykuda iken gece namazı kılmış olur.”
Namaz kılana da selam vermek mekruhtur, selam veren günaha girmiş olur. Namazda iken selam verenin selamına karşılık selam verilmez.
Ders üzerinde bir kimsenin hocasına selam vermesi mekruhtur. Hocasına ders sırasında selam verene karşılık selam verme zorunluluğu yoktur.
İnsanlara söven kimselere selam vermek mekruhtur.
İster hamamda ister başka yerde olsun çıplak kimseye selam vermek mekruhtur.
İşi gücü soytarılık olana selam vermek mekruhtur zira; selamı alaya alabilir.
İşi gücü olay çıkarmak olana selam vermek mekruhtur.
Yalancıya selam vermek mekruhtur.
Kafire selam vermek mekruhtur.
Pazar işi ile meşgul olan kimseye selam vermek mekruhtur.
Çarşı pazarda isterse lokantada olsun insanların gözü önünde yemek yiyen kimseye selam vermek mekruhtur.
Peygamber efendimizi bir hadis-i şerifinde buyuruyor ki;
“bir kimse selam vermeden konuşmaya başlar ise, ona karşılık cevap vermeyiniz.”
İbn-i Abbas tarafından yapılan bir rivayette şu şekilde anlatılmıştır;
Şeytan iki mü’min karşılaşıp selamlaşınca ağlamaya başlar. Der ki; “vay başıma gelenlere… Bu iki mü’min ayrılmadan bağışlanacaklar.”
İmam bin Husayn Hz. Anlatıyor; “Rasulullah efendimize bir kimse geldi; o kimse şöyle selam verdi:
- esselamü aleyküm (selam sizin üzerinize olsun). Rasulullah efendimiz onun selamına karşılık selam verdi ve şöyle buyurdu;
-“on iyilik sevabı aldın.”
Sonra bir başkası geldi ve şöyle selam verdi:
- Esselamü aleyküm ve rahmetullahi (Selam ve Allah’ın rahmeti sizin üzerinize olsun). Rasulullah efendimiz bunun selamına da karşılık verdikten sonra şöyle buyurdu;
-“sen de yirmi iyilik sevabı aldın.”
Daha sonra bir başkası geldi ve şöyle selam verdi;
- Esselamü aleyküm ve rahmetullahi ve berakatühü (Selam Allah’ın rahmeti ve bereketi sizin üzerinize olsun). Rasulullah efendimiz bunun selamına da karşılık verdi, sonra da şöyle buyurdu;
- “sen de otuz iyilik sevabı aldın.” (dürretül vaizin 1. Cilt selam bahsi-ihya2/506)
Rasulü ekrem efendimize “İhsan nedir?” diye sorulduğu zaman
السَّلأمِ وَبَذْلُ الطَّعَامِ اِطْعَامُ
“yemek yedirmek ve herkese selam vermektir.” Buyurmuştur. (ihya 2/34)
Hz. Ömer efendimiz; “üç şey kardeşlik meveddetini safileştirir: selam, mecliste yer vermek, sevdiği isim ile onu çağırmaktır.” Buyurmuştur. (ihya 2/449)
Zira Müslümanın Müslüman üzerinde bazı hakları vardır ki bunlar:
-Karşılaştığı zaman selam vermek,
-Davetine icabet etmek,
-aksırdığı “elhamdülillah” dediği zaman “yerhamükellah” demek,
-Hastalandığında ziyaretine gitmek,
-Öldüğü zaman cenazesine katılmak,
- Kendisine verilen sözde durmak,
-Akıl danıştığı zaman doğruyu söylemek, (kırılır darılır diyerek yalan ve yanlış söylememek)
-gıyabında kendisini korumak,
-kendisi için sevdiğini onun içinde sevmek, kendisi için hoşlanmadığını onun içinde hoşlanmamaktır…
İşte Müslümanın Müslüman din kardeşi üzerindeki haklarından evvelkisi de selam vermek ve selam almaktır. (ihya 2/477)
Ashaptan bir zat peygamber efendimize gelerek “beni cennete koyacak bir ameli bana öğret” dediği zaman peygamber efendimiz;
اِنَّ مِنْ مُوجِبَاتِ الْمَغْفِرَةِ بَذْلَ السَّلأمِ وحُسْنَ الْكَلأمِ
“herkese selam vermek ve güzel konuşmak, mağfiretin sebeplerindendir.” Buyurdu. (ihya 2/487)
Peygamber efendimiz başka bir hadis-i şerifinde;
اِنَّ الْمَلأءِكَةَ تَعْجَبُ مِنَالْمُسْلِمِ يَمُرُّ عَلَى الْمُسْلِمِ وَلأ يُسَلِّمُ عَلَيْهِ
“bir Müslüman ile karşılaştığı halde selam vermeden geçen Müslümana melekler bile şaşar.” (ihya 2/506)
Hz. Ömer rivayet ediyor ki; peygmber efendimiz bir hadisi şerifinde şöyle buyurmaktadır:
اِذَا الْتَقَى الْمُسْلِمَانِ وَسَلَّمَ كُلُّ وَاحِدٍ مِنْهُمَا عَلَى صَاحِبِهِ وَ تَصَافَحَا نَزَلَتْ بَيْنَهُمَا مِأَةُ رَحْمَةٍلِلبَادِئِ تِسْعُونَ وَ لِلمُصَافِحِ عَشَرَةٌ
“ iki Müslüman karşılaştıklarında, birbirine selam vererek musafahalaşırsa aralarına yüz rahmet iner. Bunun doksanı önce selam verip musafahalaşana, onu ise musafaha eden ikinci şahsadır.
Hz. Enes r.a.’dan rivayet edilen diğer bir hadis-i şerifte peygamber efendimiz;
اِذَا الْتَقَى الْمُؤْمِنَاتِ فَتَصَافَحَا قُسِمَتْ بَيْنَهُمَا سَبْعُونَ مَغْفِرَةً تِسْعَةٌوَسِتُّنَ لِاَحْسَنِهِمَا بِشْرًا
“iki Müslüman karşılaşıp musafahalaştıkları zaman aralarında yetmiş rahmet bölüşürler. Bunlardan altmış dokuzu güler yüzlü olana, biri de asık suratlı olana verilir.”(ihya 2/509)
Enes r.a. anlatıyor ki; rasul-i ekreme;
- ya rasulallah! Selam verdiğimiz zaman eğilelim mi? Diye sorduk,
-hayır! Buyurdular,
-öpüşelim mi? Diye sorduk,
-hayır! Buyurdular,
- Musafaha edelim mi? Dedik,
- Evet musafaha edin buyurdular. (ihya 2/511)
Zira nasaranın selam veriş şekli ellerini ağızlarının üzerine koymalarıdır.
Yahudilerin selam manasında saygıları, parmaklarla işarettir.
Mecusilerin selam manasında saygıları eğilip bükülmektir.
Müslümanların selamı ise “Esselamü aleyküm ve rahmetullahi ve berekatühü” demek ve musafaha etmektir. (dürretül vaizin 1/270)
Bera bin azib anlatıyor ki;
rasulü ekreme abdest alırken selam verdim. Rasul-i Ekrem abdesti bitirdikten sonra selamımı aldı ve elini uzatarak benimle musafaha etti. Ben de;
-ya rasulallah! Bu acem adeti değil mi? Dedim rasul-i ekrem;
اِنَّ الْمُسْلِمَيْنِ اِذَالْتَقَيَا فَتَصَافَحَ تَحَاتَت ذُنُبُهُمَا
“Müslümanlar karşılaştıklarında musafaha ederlerse, günahları dökülür.” Buyurdu. (ihya 2/510)
ۚأَهْلِهَا عَلَىٰ وَتُسَلِّمُوا تَسْتَأْنِسُوا حَتَّىٰ بُيُوتِكُمْ غَيْرَ بُيُوتًا تَدْخُلُوا لَا آمَنُوا الَّذِينَ أَيُّهَا يَا
تَذَكَّرُونَ لَعَلَّكُمْ لَكُمْ خَيْرٌ ذَٰلِكُمْ
“İçinde bulunanlara selam verip onlara ünsiyet etmeden başkalarının evine girmeyiniz. (nur 27)
1 yorum:
Selam insanlar arasında birbirlerini tanımasalar dahi yakınlığa sebep oluyor. Aileye selam vererek eve girmek, evde bir huzura ve berekete de vesile oluyor.
Yorum Gönder