Sayfalar

5 Şubat 2010 Cuma

DUA

اُدْعُوا رَبَّكُمْ تَضَرُّعًا وَخُفْيَةً
Mevlamız ayeti kerimesinde “yalvara yakara gizlice dua edin” buyuruyor.
Dua Allah ile kulları arasında bir bağdır. Sıkışan daralan kul kurtuluşu Allah’a yalvarmakta bulur ve hemen o anda duaya sarılır. Yukarıdaki ayette geçtiği gibi rabbimiz kullarının dualarını duyar. O bize her şeyden daha yakındır. Kendisine acılan elleri gören ve yapılan duaları duyan haz. Allah o duanın sahibini hiç bos çevirmez.
O sonsuz merhamet sahibidir. Yeter ki ona acılan eller ona yalvaran diller samimi olsun ve yapılan istekler usulü ile yapılsın.
Şimdi sırası ile duanın usulü ve kabul olmasının şartlarını teker teker öğrenelim.
Yapılan dualardan umulan faidelerin tahakkuk etmesi için duanın usulüne ve adabına tam manası ile riayet edilmesi ve duaların ihlasla yapılması lazımdır. Yoksa gelişi güzel yapılan her duanın kabul edilmeyeceğini söylemeye bile gerek yoktur. Peygamber efendimiz bir hadis-i şeriflerinde:
DUAg“kim güç ve sıkıntılı zamanında duanın kabul edilmesini isterse bolluk ve rahatlık zamanında çok çok dua etsin.” Buyurmaktadır.
Müslümanlar toplanıp İbrahim bin ethem hz’nin huzuruna çıkarak diyorlar ki;
- Ey Allah’ın dostu! Biz Allah’a dua ediyoruz fakat bir türlü kabul etmiyor. Bunun sebebi nedir? O mübarek veli şöyle cevap veriyor;
- “*Siz Hz. Allah’ı biliyor fakat onun emrini yerine getirmiyorsunuz,
*rasulü erkemi seviyoruz diyorsunuz fakat onun sünnetlerini terk ediyorsunuz,
*Hz. Allah’ın nimetlerini görüyor fakat onun şükrünü eda etmiyorsunuz,
*şeytanın düşman olduğunu biliyor fakat ona uymaktan kaçınmıyorsunuz,
*ölümün var olduğunu biliyor fakat takva sahibi olmuyorsunuz,
*kendi ayıplarınızı unutup başkalarının ayıplarını araştırmakla meşgul oluyorsunuz,
*cennet haktır diyorsunuz faka t oraya girmenize Sebeb olacak amelleri yapmıyorsunuz,
*ölülerinizi defnediyorsunuz fakat ibret almıyorsunuz.” Buyuruyor.
Şimdide duası makbul olan kimseleri öğrenelim;
- Baba ve annenin evladına yaptığı dua ve beddua: Allah’ın sevgili dostlarından bir zat Kâbe-i muazzama’yı tavaf için yola çıkıyorlar. Yolda bir köye uğruyorlar. Mezarlıktan geçerken bir kişi mezarından kalkıyor, merkep (eşek) gibi anırdıktan sonra tekrar mezarına yatıyor. O mübarek zat bu kişinin kim olduğunu öğrenmek isteyip akrabalarından birisi ile görüşmek istediğini söylüyor. Köylüler hayatta sadece annesi olduğunu söylüyorlar. O zatta gidip annesine niçin olgunun böyle yaptığını soruyor. Kadın: “oğlum her zaman içki içip eve gelirdi. Yine bir gün içkili geldi. Ona niçin böyle yaptığını sorduğumda bana ‘merkep gibi anırma’ dedi. Bu sözü çok ağırıma gitti ona beddua ettim. O günden beri böyle anırıyor.” Diye cevap veriyor.
- Misafirin yaptığı dua
- Evliya-ı kiramın duası; büyük zatlardan birinin hali gayet dar olup ailesinin ihtiyaçlarını karşılamaya muktedir değildir. Bir gün hanımı yanına gelir “sen Allah’a dünyayı bizim üzerimize geniş kılması için dua et!” der. Yani Allah’tan bizim için bolluk bereket iste demek ister. O zatta dua eder ve ertesi gün kadın odaya girdiğinde altından bir kerpiç bulur hemen esinin yanına gider ve kerpici gösterir. İaşe temini için kullanmaya karar verirler. Ancak o gece rüyasında da o zat kendisini cennete girmiş olarak görür. Ve cennette kendisine verilen köşkün bir kenarında bir tane kerpicin eksik olduğunu fark ediyor. Ve oradaki hizmetkârlarına “bu eksik kerpiç nerede” diye soruyor. Onlarda “biz onu Allah’ın emri ile dünyada iken sana getirdik.” Diyorlar. O zat dehşet içerisinde uyanarak kerpici alıyor ve secde-i rahmana kapanıp “ya rabbi! Bunu yerine iade ettim kabul et” diye dua ediyor. Cenab-ı Hakk da kerpici yerine iade ediyor.
Peki, dua nasıl yapılır? Adabı nedir?
1- Şerefli vakitleri aramak:
şerefli vakitler sene içerisinde arefe günleri, aylardan ramazan ayı, haftalarda Cuma günleri, gün içerisinde seher vaktidir.
Musa (as) Cenab-ı Hakk’a “ya rabbi sana hangi vakitte dua edeyim ki, benim dualarımı kabul edesin” buyuruyor. Hz. Allah “bana hangi saatte dua edersen kabul ederim.” Musa (as) aynı niyazı bir kaç defa tekrar edince Cenab-ı Hakk “gecenin yarısında dua et. Zira o saatte bana dua eden eşkıya dahi olsa duasını kabul ederim.” Buyuruyor.
Harun Reşid’in çok Salih bir komşusu olup çok fakirdir. Küçük çocukları da olan bu zatın yiyecek bir şeyleri olmadığı için çocukları çok açtı. Bu zat gecenin yarısında kalkıyor. İki rekât namaz kılıyor. Hz. Allah’a dua ediyor. Harun Reşid de o anda rüyasında şöyle bir ses işitiyor. “ya Harun! Sen tok yatıyorsun. Komşun çocukları ile aç yatıyor.” Bunun üzerine Harun Reşid hemen kalkıp mutfakta yiyecek cihetinden ne mevcut ise hepsinden birer tane alıp komşusuna götürüyor. İhtiyar komşusu henüz duasını tamamlamadan Harun Reşid’in yiyecek getirdiğini görüyor ve hemen Hz. Allah’a şükür secdesine varıyor.
2- Şerefli hallerden istifade etmek:
Ebu Hureyre şöyle buyuruyor: “gök kapıları İslam ordusu ile küfür ordusunun karşılaştığı, yağmurun yağdığı ve farz namazların kılındığı esnada açılır. Bu vakitleri ganimet bilip dua edin.” Buyuruyor.
Ve yine hadis-i şerifte “kulun Allah’a en yakın olduğu yer secde mahallidir.” Buyruluyor. Bilindiği üzere şeytan-ı aleyhillane Hz. Allah’ın huzurundan kovulduğu zaman “senin kullarını saptıracağım ve senin cennetine giden yolun ortasına oturacağım. Cennete salmayacağım.” Diyor. İşte o anda Hz. Allah şeytana iki yeri yani altı ve üstü (secde ve dua) unutturuyor. Onun için secde halinde Mevla’ya iltica etmemiz lazım.
3- Kıbleye dönerek, kollarının altı görünecek şekilde ellerini açarak dua etmek:
İbn-i Abbas’ın rivayetinde: “rasulü Ekrem dua ettiği zaman avuçlarını birleştirir ve iç kısmını yüzüne çevirirdi.” Buyruluyor.
Peygamber efendimiz: “duayı bitirdiğiniz zaman ellerinizi yüzünüze sürün onda bereket vardır. Çünki her iki el de semavi bereketlerle dolmuştur. Ondan bereketleri azaların en hayırlısı olan yüzünüze akıtmış olursunuz.” Buyuruyor.
4- Duayı gizlice yani hafif sesle yapmak:
Nitekim Rabbimiz bir ayeti Celilesinde mealen: “Rabbinize gönülden ve gizlice yalvarın” buyuruyor. Gönülden yani Hz. Allah’ın gayrısını kalpten çıkararak, sırf Mevla ile meşgul olarak dua etmek lazımdır.
Hz. Allah bir hadis-i kutside “ey insanlar! Kalbiniz benden başkasına çevrilmiş olduğu halde dua ederseniz gittiğiniz bu yol batıldır.” Buyuruyor. Hadis-i kutsiden anlıyoruz ki; kişi dua ettiği zaman sadece Hz. Allah’ı düşünmeli, hem lisanen hem de kalben dua etmelidir. Böyle yapılan duanın kabul olmasına hiçbir mani yoktur.
5- Duada yapmacık sözlerden sakınmak:
Dua eden kapıda ki dilenci gibidir. Tevazu ve huşu içinde istemelidir. Külfetli ve yapmacık sözlerden kaçınmalıdır. Peygamber efendimiz bir hadis-i şerifte buyuruyor ki: “dua da yapmacık sözlerden kaçının. Allah’ım senden cennet ve cennete yaklaştıracak söz ve amel diler, cehennem ve cehenneme yaklaştıracak söz ve işlerden sana sığınırım demek kâfidir.”
6- Huzur ve huşu içinde Allah’tan korkarak ve kabulünü umarak istediği şeyde ısrarlı olmaktır.
7- Duasında azimli kabulünde ümitli olmak sureti ile Hz. Allah’a karşı hüsn-ü zanda bulunmak. Hadis-i şerifte: “sizden biriniz dua ettiği zaman kabul olunacağına büyük ümit besleyin. Çünki onun kabulü Allah için kolaydır.”
8- Tekrar tekrar isteyerek duada ısrar etmek. İbn-i mesut peygamber efendimiz hakkında: “dua ettiği zaman üç defa dua eder. Allah’tan bir şey istediği zaman 3 defa isterdi.” Buyuruyor.
9- Duaya besmele ile başlamak. Seleme bin akça Hz. Şöyle anlatıyor. “                  بِسْمَانِى رَبِّيَ اْلعَلِىِّ اْلاَعْلَي اْلوَهَّابْ (bismani rabbiyelaliyyil aglel vehhab) demeden peygamber efendimizin duaya başladığını duymadım.”
10- Duanın kabul olmasının asıl sebebi tevbe etmek, helalleşmek, bütün himmetini Hz. Allah’a bağlamaktır. Süfyan-ı servi Hz. Anlatıyor. Beni israilde 7 yıl yağmur yağmadı. Kıtlıktan çöp leşlerini yiyecek hale geldiler. Hatta çocuklarını bile yediler. Bu vaziyette dağlara çıkarak Allah’a yalvardılar. Fakat Hz. Allah onların peygamberlerine vahyetti:
- Bana yürümekten ayaklarınız dizlerinize kadar sürtse, elleriniz semaya değecek gibi yüksek dağlara tırmansanız kul hakkını ödemedikçe duanıza icabet etmem ve ağladığınıza acımam. Bunun üzerine onlar birbirleriyle helalleştiler ve Hz. Allah bereketini onlar üzerine indirdi.
Bazı kere dua kabul olunmaz. Bu dua ya nefsinde zayıf olduğu içindir yani bir kişi nefsinde bir kişiye nefret beslerse Hz. Allah o duayı kabul etmez. Veya duanın kabulüne bir mani vardır. Haram yemek, zulm etmek, kalbinin günahları sebebi ile kararması ve gafletin kendisine galip gelmesi gibi şeyler dolayısı ile.
Şu anlatılanlardan anlıyoruz ki Allah’a dua eden kimsenin midesinde haram lokma bulunmamalıdır.
Nitekim bir defasında sahabeden Saad bin ebi vakkas peygamber efendimize söyle dedi: “ya Rasulallah! Hz. Allah’a dua ediyorum fakat duam kabul olunmuyor.” Peygamber efendimiz “ey Saad! Haramdan sakın zira midesine bir lokma haram girmiş olan kimsenin duası 40 gün kabul olunmaz.”
Şeyh ishak Hz. Bir köye giderken yolda Salih bir derviş ile karşılaşıyor. Derviş “sübhanallah, biz zatına dua ettirmek için geliyorduk. Burada intisab ettik.” Deyince şeyh ishak “size ne oldu ki bana dua ettirmek üzere geliyorsunuz?” derviş “sultan bize iki köle teslim etmişti. Bir kere kaçtılar, Gürcan vilayetinde bulduk. Yine kaçtılar. Eğer bulamazsak sultan hepimizi öldürecek.” Şeyh Hz. Hemen iki rekât namaz kılıyor ve dua etmeye başlıyor. Biraz sonra kölelerin bulunduğuna dair haber geliyor. Şeyh Hz.nin hizmetinde bulunan derviş “bunca zamandır hizmetinizde çalışıyorum. Hiçbir kusur etmeden rızanızı almaya çalışıyorum. Kıldığınız şu iki rekât namaz ile yaptığınız duayı şu fakire öğretinde bir hacetim olduğu zaman benimde duam kabul olsun.” Der. Şeyh “ey derviş! Bu duanın kabulü şimdiki namaz için olmayıp 30 senedir nefsimi haram lokmadan muhafaza ettiğim içindir.”
Duaya başlarken dikkat edeceğimiz bir hususta başında ve sonunda salâvat-ı şerife okumak duanın kabulüne vesile olur.
Nitekim peygamber efendimiz hadis-i şerifte: “dua ile Allah arasında peygamber ve ashabına Salatü selam getirilinceye kadar bir perde vardır. Salatü selam getirilince hemen perde kalkar dua kabul edilir. Getirilmezse dua geri döner.”
Cenab-ı Hakk dualarımızı indi ilahiyesinde makbul, müesser ve müstecap buyursun. Âmin
Bookmark and Share

9 yorum:

Allah razı olsun cok güzel olmus.Menkibelere yer vermeniz cok onemli.

Allah razı olsun cok güzel olmus.Menkibelere yer vermeniz cok onemli.

Kıssalar ve açıklama yapmanız çok hoş olmuş Allah razı ola

Tam ihtiyaç duyduğum anda inşaallah sohbet defterimde vardır dedim imdadıma yetiştin emeğine sağlık Allah razı olsun 🤗🤗

Faydalı oldu emeğinize sağlık sohbet defterimde vardır belki bir bakayım dedim şansıma 🙂varmış Allah razı olsun 🤗🤗

Kaynaklari nedir acaba ogrenmem mumkun mu

Kaynaklarini alabilirmyim acaba

Selamünaleyküm kıymetli hocam sohbetleriniz ve içerisindeki kıssalar harika,çok güzel müstefid oluyoruz, lâkin mümkünse ayet ve hadis-i şeriflerin arapçasınıda yazmanızı ve en alttada kaynakları belirtmenizi rica ederim zira cuma günleri bu sohbetlerinizi izninizle kürsüden cemaatime vâz edeceğim
Saygı ve hürmetlerimle

Kıymetli hocam vaazlarınız çok güzel

Yorum Gönder